Kısaca Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Şiirleri
Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı
İstiklâl Marşı’mızın şairi olan Mehmet Âkif, 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi Emine Şerife Hanım, babası ipekli Tahir Efendi’dir, ilk öğrenime Emir Buhari Mahalle Okulunda başlayıp ilk ve orta öğreniminâen sonra Mülkiye Mektebine devam etti.
Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mülkiyeyi bırakıp Baytar (Veteriner) Mektebine gitti. Okulunu birincilikle bitirip Ziraat Bakanlığında baytar (veteriner) olarak görev yaptı. Dört sene Rumeli’de, Anadolu’da ve Arabistan’da bulaşıcı hayvan hastalıklarını iyileştirmek için görev yaptı. 1893-1913 yılları arasında memur olarak çalıştı. Memurluk hayatına başladıktan sonra öğretmenlik yaparak, şiir yazarak edebiyatla ilgili çalışmalarına devam etti. ilk şiirini 1908 yılında Sırat-ı Müstakim Dergisinde yayınladı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Berlin ve Arabistan’a gitti. Berlin’deyken Çanakkale Savaşı başladı. Mehmet Âkif, Berlin’de o günlerin acı ve üzüntülerini yaşamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşması’yla sona ermesinden sonra düşmanlar Anadolu’yu parçalayıp paylaşmak için işgal etmeye başladılar. Harpten yorgun ve yoksul çıkan Türk ulusu, yurdunu kurtarmak için Atatürk’ün önderliğinde yeniden silaha sarıldı.
Mehmet Âkif, vatanı savunmanın ve özgürlüğünün önemini anlatmak için camilerde hutbeler okuyarak halkı savaşmaya çağırdı, Anadolu’da Ulusal Mücadele’nin yayılması üzerine İstanbul’dan vapurla inebolu’ya geçti. Oradan Ankara’Oa geldi, Konya isyanında, isyanın bastırılması için uğraş verdi. Tekrar Ankara’ya döndü, Ankara’dan Kastamonu’ya gelerek Nasrullah Camisi’nde halkı yurt savunmasına çağıran vaazlar verdi. Bu vaazler çoğaltılıp yurt geneline dağıtıldı,
1920 tarihinde Burdur’dan Milletvekili seçilerek Birinci Büyük Millet Meclisinde görev yaptı. 1 7 Şubat 1921 tarihinde istiklal Marşı’nı yazdı. TBMM de 12 Mart 1921 tarihinde bu marşı, ulusal marş olarak kabul etti. 1923 yılında Mısır’a gitti, Kış mevsiminde Mısır’da, yaz mevsiminde istanbul’aa bulundu. 1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi. Bu sıralarda siroz hastalığına yakalandı.
Hastalığının hava değişimiyle geçeceğini düşünerek Lübnan’a gitti. 1936 yılının Ağustos ayında Antakya’ya geldi, Mısır’a hasta olarak gitti, Hastalık onu iyice yıpratmış, zayıflatmıştı, istanbul’a gelerek hastaneye yattı ve tedavi gördü, Ancak hastalığın ilerlemesi önlenemedi. 27 Aralık 1936 yılında öldü, Kabri İstanbul’da Edirnekapı Mezarlığı’ndadır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder