Sponsorlu bağlantılar

12 Ağustos 2013 Pazartesi

Kısaca William James Kimdir? Biyografisi


James, William (d. 11 Ocak 1842, New York kenti – ö. 26 Ağustos 1910, Chocorua, New Hampshire, ABD), pragmatizmin ön­cüsü ABD’li filozof ve psikolog. Psikolojide işlevselcilik hareketinin de öncüsüdür.

Gençliği ve eğitimi: James, ilahiyatçı ve düşünür Henry James’in büyük oğlu, ro­mancı ve eleştirmen Henry James’in ağabe­yiydi. New York, Boulogne (Fransa) ve Cenevre’de öğrenim gördü. Yetişmesinde babasının felsefe ve ilahiyat görüşlerinin büyük etkisi vardı. Özellikle eleştirel yakla­şımı bu etkiden kaynaklanıyordu.

James 18 yaşındayken, dinsel konuları işleyen Amerikalı ressam William M. Hunt’ın yanında resim öğrenimine başladı. Ama kısa süre sonra bundan vazgeçerek Harvard Üniversitesi Lawrence Bilim Okulu’na girdi. Burada kimya, anatomi ve benzeri konularda dersler aldıktan sonra Harvard Tıp Okulu’nda öğrenime başladı. Ünlü doğabilimci Louis Agassiz’in Ama­zon’a yapacağı bir keşif gezisine asistan olarak eşlik etmek üzere öğrenimini yarıda bıraktı.

Gezi sırasında sağlığı bozulunca bir yarıyıl için yeniden Tıp Okulu’na döndü. 1867-68′de Almanya’da, enerjinin korunu­mu ilkesini ortaya koyan fizikçi ve fizyolog Hermann von Helmholtz, patalog Rudolf Virchow, 19. yüzyılda tıpta deneyciliğe öncülük eden Claude Bernard gibi bilim adamlarının derslerini izledi. Ayrıca o dö­nemin gözde psikoloji ve felsefe yapıtlarını, özellikle Kantçı idealist ve göreci Charles Renouvier’nin yapıtlarını okudu.

 Renouvier’yle tanışması James’in kişiliği ve düşünsel yaşamı için bir dönüm noktası oldu. Haziran 1869′da Harvard Tıp Okulu’ nu bitirdikten sonra, bir ara intiharı bile düşünmesine yol açan ruhsal bunalım yü­zünden hekimliğe hemen başlayamadı. 1872′ye değin babasının evinde okumak ve ara sıra kitap tanıtma yazıları yazmak dışında hiçbir şey yapmaksızın, yarı hasta durumda yaşadı.

Kendi anlatımına göre, Renouvier’nin özgür irade üzerine yazdıkla­rını okuyarak ve “özgür iradeye dayalı ilk edimim, özgür iradeye inanmak olacak” kararıyla bu durumdan kurtuldu. Psikoloji çalışmaları. 1872′de Harvard College’a fizyoloji okutmanı olarak atanan James 1876′ya değin bu görevi sürdürdü.

Fizyoloji eğitiminin giderek fizyolojik psi­koloji eğitimine dönüşme süreci James’i de etkiledi. Psikoloji bir zihin felsefesi olmak­tan çıkıp bir laboratuvar bilimi niteliği kazanıyordu. Felsefe de kendi kabuğundan çıkıp yöntembilim alanında yenilikler ara­yan bir serüvene dönüşmekteydi. James’in 1878′de Alice H. Gibbens’le evlenmesi yaşamında yeni bir dönemin başlangıcı oldu.

Eski hastalıklarından kur­tuldu ve heyecanla işine sarıldı. 1880′de bir psikoloji ders kitabı yazmak için sözleşme imzaladı. Tasarladığı yapıt ancak 10 yıl sonra 1890′da The Principles of Psychology (Ruhiyat, 1933, 1937, 2 cilt) adıyla yayımla­nabildi. Ders kitabı ise iki yıl sonra, bu yapıt kısaltılarak hazırlandı. Alanında hem belirleyici hem de yenilikçi bir yapıt sayılan Principles psikolojide işlev- selci bakış açısını temellendirdi. James’in yaklaşımı geleneksel zihin bilimini biyolojik disiplinler içinde eritiyor ve düşünme ile bilgiyi yaşama mücadelesinin araçları olarak ele alıyordu. James ayrıca fiziksel süreçlerin zihinsel süreçler üzerindeki etkisini incele­yen psikofiziğin ilkelerinden de yararlandı ve özgür iradeyi savundu.

Dinle ilgisi. Principles’ı tamamladıktan sonra James’in psikolojiye ilgisi zayıfladı. ABD’deki ilk psikoloji laboratuvarının ku­rucusu olmasına karşın laboratuvar çalış­masından da hoşlanmıyordu. Felsefe ve din sorunlarıyla karşılaştırıldığında psikoloji ona sıkıcı geliyordu.

Tanrı’nın doğası ve varlığı, ruhun ölümsüzlüğü, özgür irade ve belirlenimcilik, yaşamın değerleri üzerine araştırmalarında geçmişteki savlar için kanıt aramak yerine yeni sonuçlara varmaya ça­lıştı. 1880′lerin sonlarında etik ve din dersle­ri vermeye başladı. Sonunda ölümden sonra yaşamın kanıtlanamayacağı vargısına ulaştı. Ama ona göre, dinsel deneyimin varlığı tanrısal bir varlığın göstergesiydi.

James, özgürlüğü, şeylerin rastlantısal bir araya gelişinden doğan belli bir kararsızlık olarak ele alıyordu. Buna göre geçmiş ve bugün, geleceğin nasıl olacağım kaçınılmaz biçimde belirlemiyordu. James bu görüşlerini, 1893-1903 arasında çeşitli deneme ve dersle­rinde dile getirdi, daha sonra çeşitli kitapla­rında topladı. Bu yapıtları arasında en önemlileri The Will to Believe and Other Essays in Popular Philosophy’dir (1897; İnanma İstemi ve Herkes için Felsefe Denemeleri).

James doğal din üzerine Gifford Konfe­ransları vermesi için Edinburgh Üniversite- si’nden aldığı çağrıyı ancak 1901-02′de yanıt­ladı. Bu konferansları hazırlamak birkaç yıl boyunca çalışmalarının odak noktasını oluş­turdu. The Varieties of Religious Experience (1902; Dinsel Deneyimin Türleri) başlığıyla toplanan bu konferanslar, dindarlara bilim­le ve bilimsel yöntemle çatışmayan, kendile­rini savunabilecekleri bir malzeme sağladı.


Felsefe çalışmaları. James bundan sonra, her zaman ilgi duyduğu felsefe sorunlarına eğildi. Pragmatizm olarak bilinen yöntemin kuramını daha 1898′de California Üniversitesi’nde, felsefi kavramlar ve günlük yaşam­daki sonuçları üzerine verdiği bir konferans­ta dile getirmişti. Charles Sanders Peirce’ın 1870′lerin ortalarında bilimlerin mantığına uyguladığı sıkı bir çözümlemeden kaynakla­nan bu kuramı genelleştiren James bilimsel, felsefi, siyasal, toplumsal ya da kişisel her düşüncenin anlamının ancak deneyimde yol açtığı sonuçlar dizisi içinde saptanabileceği­ni savundu.

 Ona göre doğruluk ve yanlışlık, eğer gerçekten zihnin erişebileceği sınırlar içindeyse, bu sonuçlarla özdeşti. Dinsel deneyimi incelerken de pragmatik yaklaşı­mını sürdüren James, bu yaklaşımı değişim ve rastlantı, özgürlük, çeşitlilik, çoğulculuk ve yenilik kavramlarına da uyguladı. Reno- uvier’yi okuduğundan beri amaçladığı da buydu.

 James monizme ve bütün gerçekli­ğin tek parça (adeta yapıştırılmış) olduğu savma karşı polemiklerinde de pragmatik ölçütü kullandı. Ayrıca her şeye sahip olmadan hiçbir şeye sahip olunamayacağı görüşüne, her türlü erekliliğe, durağanlığa ve tamamlanmışlık düşüncesine karşı bu ölçü­tü ileri sürdü.

California’da Stanford Üniversitesi’nden aldığı çağrı üzerine 1906 yılında burada dersler verdi. Aynı yıl Boston’da, sonradan Pragmatism: A New Name for Old Ways of Thinking (1907; Terbiye Muhasebeleri, 1931) adıyla basılacak Lovvell Konferansları’nı verdi. “Does Consciousness Exist?” (Bilinç Var mı?), . “The Thing and Its Relations” (Şey ve İlişkileri), “The Experi- ence of Activity” (Etkinlik Deneyimi) gibi denemeleri The Journal of Philosophy’de yayımlandı. Deneysel ve pragmatik yönte­min uzantısı olan bu denemeler, James’in ölümünden sonra derlenerek Essays in Radical Empiricism (1912; Köktenci Deneyci­lik Üzerine Denemeler) başlığıyla yayımlan­dı.

Bu yazılarda savunulan temel düşünce, şeyler arasında onları birleştiren ya da ayıran ilişkilerin, en azından o şeyler kadar gerçek olduğu, işlevlerinin de gerçek oldu­ğu, dolayısıyla dünyadaki çatışma ve uyuş­maları açıklamak için gizli bir temel arama­nın gerekli olmadığıydı.

Bu deneyci görüş köktenciydi, çünkü o güne değin deneyciler bile metafizik bir temele inanıyordu. James’in yaklaşımı, İngilizce konuşulan ülkelerde yeni bir yaşam biçiminin odağına yerleşirken kara Avrupa’sında pek benim­senmedi. İngiltere’de F. C. S. Schiller, ABD’de Dewey ve okulu, Çin’de de Hu Shih yeni felsefenin sözcülüğünü üstlendi­ler. James 1907′de Harvard’da son dersini verdi.

Pragmatizm üzerine konferanslarını ilkbaharda, Columbia Üniversitesi’nde ge­niş bir dinleyici kitlesi önünde tekrarladı. Bu konferanslardan kısa süre sonra, Ox- ford’daki Manchester College’da Hibbert Konferanslan’nı vermesi için çağrı aldı. 1909′da A Pluralistic Universe (Çokçu Bir Evren) adıyla basılan bu konferanslar, aynı temel tutumları, Essay’den daha sistematik ve daha az teknik bir biçimde dile getiriyor­du. James’in bu konferansları bazı dinsel inançlarını da sergiliyordu; ölümünden son­ra yayımlanan Some Problems in Philo- sophy’deki (1911; Bazı Felsefe Sorunları) bazı ipuçları James’in bu inançları zamanla yumuşatma eğiliminde olduğunu göster­mektedir.


Yeniden ülkesine dönen James, gitgide artan sağlık sorunlarına karşın, bir bölümü Some Problems in Philosophy’de. yayımla­nan yazıları üzerinde çalışmaya koyuldu.
Pragmatizm üzerindeki tartışmayla ilgili yazılarını da toplayarak The Meaning of Truth (1909; Hakikatin Anlamı) adıyla yayımladı. Sonunda iyice hastalandı. İyileş­mek amacıyla çıktığı Avrupa gezisinden sonra New Hampshire’daki evine çekildi, 1910′da orada öldü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder