Milli Eğitim Bakanlığının güncellediği ortaöğretime geçiş sisteminin detayları, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın da katıldığı basın toplantısında anlatıldı.
Merkezi Sınavın Yüzde Kaçı Alınacak? Hangi Dersin Sınavı Merkezi Olacak? İşte MEB'in güncellediği ortaöğretime geçiş sisteminin detayları.
Buna göre, Bakanlığın ortaöğretime geçiş sisteminde yapacağı merkezi değerlendirmeler, orta ve uzun vadede açık uçlu soruları içerecek hale dönüştürülecek, öğrenciler sınavlara kendi okullarında girecek, öğretmenler ise kendi okullarının dışındaki okullarda görevlendirilecek.
Geçerli mazereti nedeniyle sınava giremeyenler için mazeret sınavı yapılacak.
Sorular çoktan seçmeli (4 seçenekli) olacak.
Yanlış cevaplar doğru cevapları etkilemeyecek.
Ortaöğretime yerleştirmede, öğrencinin 6, 7 ve 8. sınıf yıl sonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının yüzde 30'u ile 8. sınıf ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanının yüzde 70'inin toplamı, yerleştirme için esas puanı oluşturacak.
Yerleştirmeye esas puan, öğrencinin bir sonraki eğitim kademesinde devam edeceği okulun belirlenmesinde kullanılacak. Okul tercihleri puan esasına göre değerlendirilecek ve yerleştirmeler merkezi olarak elektronik ortamda gerçekleştirilecek.
Ortaöğretime geçiş sisteminde öğrencilerin yerleştirme esas puanlarının eşit olması durumunda, ilk olarak tercih önceliği, ardından sırasıyla 8, 7 ve 6. sınıflardaki yıl sonu başarı puanı yüksekliği ve okula özürsüz devamsızlık oranının azlığı göz önünde bulundurulacak.
Yeni ortaöğretime geçiş sisteminde, 2013-2014 eğitim öğretim yılından başlayarak 6 temel ders için 8. sınıfta öğretmen tarafından dönemsel olarak yapılan sınavlardan bir tanesi merkezi gerçekleştirilecek.
Fen ve teknoloji, matematik, Türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi ile inkılap tarihi ve Atatürkçülük dersleri, merkezi değerlendirme sistemi kapsamında olacak. Merkezi değerlendirmeler iki yazılısı olan derslerden birincisi, üç yazılısı olan derslerden ise ikincisi olmak üzere yapılacak.
Sistemin amaçları
Güncellenen geçiş sistemiyle öğrenci, öğretmen ve okul ilişkisini güçlendirmek, eğitim sürecinde öğretmenlerin ve okulun rolünü daha etkin kılmak amaçlanıyor.
Sistem ülke çapında müfredatın eş zamanlı uygulanmasını, sınav kaygısını sürece yayarak azaltılmasını sağlayacak.
Öğretmenin mesleki performansını artıracak sistem, okul dışı eğitim kurumlarına yönelik ihtiyacı azaltacak.
Öğretim programlarının uygulanmasını ve öğrenci kazanımlarını objektif şekilde izlemenin ve değerlendirmenin amaçlandığı sistemde başarı değerlendirmesi sürece yayılacak.
Telafi imkanı sağlayarak tek sınavdan kaynaklanan olumsuzlukların azaltılmasını sağlayacak sistemle, öğrencilerin okula devamsızlığının en aza indirmerilmesi, orta ve uzun vadede öğrencinin ders dışı sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif etkinliklere katılması sağlanacak.
Sponsorlu bağlantılar
5 Eylül 2013 Perşembe
2013 2014 Üniversite Harçları Ödeme Tarihleri
Üniversiteye kayıt olacaklar ve kayıt yenileyecekler için tarihler bu şekilde;
Yeni Kazananlar için katkı payı yatırma günleri : 02 - 06.09.2013
Kayıt yenileme için katkı payı yatırma günleri
: 09 - 13.09.2013
Enstitüler Yeni Kazananlar için katkı payı yatırma günleri
: 02 - 04.09.2013
Enstitüler için katkı payı yatırma günleri
: 09 - 13.09.2013
Tıp Fakültesi kayıt yenileme için katkı payı yatırma günleri
: 13 - 27.09.2013
Yeni Kazananlar için katkı payı yatırma günleri : 02 - 06.09.2013
Kayıt yenileme için katkı payı yatırma günleri
: 09 - 13.09.2013
Enstitüler Yeni Kazananlar için katkı payı yatırma günleri
: 02 - 04.09.2013
Enstitüler için katkı payı yatırma günleri
: 09 - 13.09.2013
Tıp Fakültesi kayıt yenileme için katkı payı yatırma günleri
: 13 - 27.09.2013
Samsung Galaxy Gear Fiyatı, Özellikleri, Samsung Galaxy Note 3 Fiyatı
Güney Koreli Samsung'un New York programı, ünlü Times Meydanı 'nda oluşturulan platformda gerçekleşti.
Etkinliğe Amerikalıların yanı sıra turistler de yoğun ilgi gösterdi.
Samsung'un akıllı saati Galaxy Gear, dahili kamera ve hoparlör sistemiyle aynı adı taşıyan Galaxy model telefonlarla uyumlu çalışıyor.
AMOLED ekranı olan akıllı saatin kordonunda 1.9 megapiksel çözünürlüğünde otomatik odaklama özellikli, 10 saniyeye kadar 720p kalitede video çekebilen kamera bulunuyor.
Tanıtımı yapılan diğer ürün Galaxy Note 3 ise 13 megapiksel çözünürlüğündeki kamerası, yenilenen kalem sistemi ve microSD kart desteğiyle ön plana çıkıyor.
Galaxy Note 3, daha önce sızdırılan özelliklerdeki gibi 5.7 inçlik Super AMOLED Full HD ekrana sahip olacak. Galaxy S4'te kullanılan ve güç tüketimini yüzde 25 seviyesine kadar azaltabilen Pholed teknolojisini kullanan Galaxy Note 3'ün ekranı, Corning'in Gorilla Glass 3 camıyla korunacak.
LTE pazarlarda 2.3 GHz hızında çalışan Snapdragon 800 işlemci, 3G tabanlı pazarlarda ise yenilenen ve hızı 1.9 GHz'e çıkartılan Exynos 5 Octa işlemcisini kullanacak olan Galaxy Note 3 ve daha önce sızan bilgilerdeki gibi 3 GB RAM ile gelecek.
Samsung Galaxy Gear ve Note 3'ü tanıttı
16 GB'lık dahili hafıza seçeneğini bırakan Samsung, doğrudan 32 ve 64 GB'lık hafıza seçeneği ve microSD kart desteğiyle gelecek. Böylece rakiplerinin de önünde yer almış olacak.
13 Megapiksel çözünürlüğünde kameranın kullanıldığı cihaz, 4K video kaydı yapabiliyor. Ayrıca 60 FPS hızında Full HD video kaydı da yapabilecek. Özellikle Xperia Z1'de beklenen bu özellikler, Note 3 ile karşımıza çıktı.
168 gram ağırlığında olacak olan Galaxy Note 3, Note 2 modeline göre de 8.3 mm ile daha ince bir yapıya sahip. Yine plastik ağırlıklı materyale yer verilen Galaxy Note 3'ün arka kapağı, daha kaliteli görünüm için deri kaplamayla geliyor. Ayrıca pek çok farklı renge sahip Flip Cover seçenekleri kullanıcılara sunulacak.
Optimize olarak çalışabilecek olan Galaxy Note 3 ve Galaxy Gear, 25 Eylül'de 140 ülkede satışa sunulacak.
2013 Hız Limiti Ne Kadar? Şehir İçi Hız Limiti Ne Kadar?
Şehir içi hız limiti ne kadar?
Trafik Yönetmeliğinde yerleşim yerleri içerisindeki hız limitleri 50 km olarak belirlenmiştir. Bu hız limitleri, İllerde bulunan Ulaşım Koordinasyon Merkezleri (UKOME) veya İl Trafik Komisyonlarının kararıyla, otomobiller için 20 kilometreye kadar (50+20=70) arttırabilmektedir. Mevcut düzenlemede UKOME ve İl Trafik Komisyonlarının şehiriçi yerleşim yerlerindeki tüm yollarda hız limitlerini artırma yetkisi bulunmaktadır.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni düzenlemede, yerleşim yerlerindeki hız limiti 50 km olarak devam ettirilmekle birlikte UKOME ve İl Trafik Komisyonlarına verilen 20 km. hız limiti artırma yetkisinin aşağıda nitelikleri belirtilmiş yollarda 32 km’ye kadar arttırılması (50+32=82) öngörülmektedir.
Hız limitinin artırılabileceği yollar ise;
• Yerleşim yeri içinden geçen bölünmüş devlet ve il yolları,
• Belediyelerin yapım ve bakımdan sorumlu olduğu; taşıma kapasitesi yüksek, can ve mal güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alındığı, yaya geçitlerinin alt ve üst geçişlerle sağlandığı bölünmüş karayollarıdır.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan taslakla ilgili olarak Karayolları Trafik Yönetmeliğinin yürürlüğünden sorumlu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşleri beklenmektedir.
Dolayısıyla şehiriçi hız düzenlemesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği, düzenlemede UKOME ve İl Trafik Komisyonlarınca hız arttırımı yapılabilecek yolların niteliklerinin ve yeni hız üst limitlerinin belirlendiği, çalışma sonuçlanana kadar mevcut hız limitinin 50 km olarak devam ettiği, trafik levhalarında belirtilen hız limitlerine uyulması gerektiği,
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Trafik Yönetmeliğinde yerleşim yerleri içerisindeki hız limitleri 50 km olarak belirlenmiştir. Bu hız limitleri, İllerde bulunan Ulaşım Koordinasyon Merkezleri (UKOME) veya İl Trafik Komisyonlarının kararıyla, otomobiller için 20 kilometreye kadar (50+20=70) arttırabilmektedir. Mevcut düzenlemede UKOME ve İl Trafik Komisyonlarının şehiriçi yerleşim yerlerindeki tüm yollarda hız limitlerini artırma yetkisi bulunmaktadır.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni düzenlemede, yerleşim yerlerindeki hız limiti 50 km olarak devam ettirilmekle birlikte UKOME ve İl Trafik Komisyonlarına verilen 20 km. hız limiti artırma yetkisinin aşağıda nitelikleri belirtilmiş yollarda 32 km’ye kadar arttırılması (50+32=82) öngörülmektedir.
Hız limitinin artırılabileceği yollar ise;
• Yerleşim yeri içinden geçen bölünmüş devlet ve il yolları,
• Belediyelerin yapım ve bakımdan sorumlu olduğu; taşıma kapasitesi yüksek, can ve mal güvenliği açısından gerekli tedbirlerin alındığı, yaya geçitlerinin alt ve üst geçişlerle sağlandığı bölünmüş karayollarıdır.
İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan taslakla ilgili olarak Karayolları Trafik Yönetmeliğinin yürürlüğünden sorumlu Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşleri beklenmektedir.
Dolayısıyla şehiriçi hız düzenlemesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği, düzenlemede UKOME ve İl Trafik Komisyonlarınca hız arttırımı yapılabilecek yolların niteliklerinin ve yeni hız üst limitlerinin belirlendiği, çalışma sonuçlanana kadar mevcut hız limitinin 50 km olarak devam ettiği, trafik levhalarında belirtilen hız limitlerine uyulması gerektiği,
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Polislere Neler Yasak? Polislere Yeni Yasaklar Haberi
Polislere yönelik yapılan yeni düzenleme de polisin yasakları artmakta....
Polise Facebook ve Twitter'ın ardından internet ortamında yeni yasaklar geldi. Polisler kurum bilgisayarı ve ağından sohbet gruplarına, forumlara ve elektronik haber gruplarına katılamayacak. Bilgisayarlardaki sosyal paylaşım programları silinecek.
DOSYA PAYLAŞIMINA ENGEL
Bugün'ün haberine göre; İnternet üzerinden radyo, televizyon, film, izlemek de yasaklandı. OKEY, 101, gibi her türlü bilgisayar oyununu oynamakta engellenecek. Personel Kaza, iMesh, Bittorent gibi P2P adı verilen internet üzerinden dosya paylaşımı sağlayan yazılım ve dosya takas sistemi programlarını kullanamayacak.
Film ve lisanssız yazılımlar telif hakkı ihlali olduğu için bilgisayarlara indirilmeyecek. Bunların yanı sıra personel bedava MP3, program ya da erotik sitelere kesinlikle giremeyecek.
MÜZİK İNDİRİLEMEYECEK
Personel elektronik posta mesajlarında hakaret, pornografi, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, toplu tanıtım, postalama aktivitelerinde bulunamayacak.
Bugün'ün haberine göre, müzik ve video dosyaları işle ilgili değilse indirilemeyecek. Ayrıca ekran koruyucu, masaüstü programları işletim sistemine verdiği tehdit nedeniyle indirilemeyecek.
Standart dışına çıkana soruşturma
Bilgi işlem birimleri internet trafiğinde erişim logları, iletişimin içeriği gizli kalmak koşuluyla kayıt altına alacak. Standart dışı kullanımı tespit edilen personel hakkında gerekli adli ve idari işlem için tutulan kayıtlar kullanılacak.
Standartlara aykırı davrandığı belirlenen personel verdiği zararın büyüklüğüne göre idari soruşturma başlatacak ve adli olarak suç duyurusunda bulunacak.
Polise Facebook ve Twitter'ın ardından internet ortamında yeni yasaklar geldi. Polisler kurum bilgisayarı ve ağından sohbet gruplarına, forumlara ve elektronik haber gruplarına katılamayacak. Bilgisayarlardaki sosyal paylaşım programları silinecek.
DOSYA PAYLAŞIMINA ENGEL
Bugün'ün haberine göre; İnternet üzerinden radyo, televizyon, film, izlemek de yasaklandı. OKEY, 101, gibi her türlü bilgisayar oyununu oynamakta engellenecek. Personel Kaza, iMesh, Bittorent gibi P2P adı verilen internet üzerinden dosya paylaşımı sağlayan yazılım ve dosya takas sistemi programlarını kullanamayacak.
Film ve lisanssız yazılımlar telif hakkı ihlali olduğu için bilgisayarlara indirilmeyecek. Bunların yanı sıra personel bedava MP3, program ya da erotik sitelere kesinlikle giremeyecek.
MÜZİK İNDİRİLEMEYECEK
Personel elektronik posta mesajlarında hakaret, pornografi, toplumun genel ahlak anlayışına aykırı, toplu tanıtım, postalama aktivitelerinde bulunamayacak.
Bugün'ün haberine göre, müzik ve video dosyaları işle ilgili değilse indirilemeyecek. Ayrıca ekran koruyucu, masaüstü programları işletim sistemine verdiği tehdit nedeniyle indirilemeyecek.
Standart dışına çıkana soruşturma
Bilgi işlem birimleri internet trafiğinde erişim logları, iletişimin içeriği gizli kalmak koşuluyla kayıt altına alacak. Standart dışı kullanımı tespit edilen personel hakkında gerekli adli ve idari işlem için tutulan kayıtlar kullanılacak.
Standartlara aykırı davrandığı belirlenen personel verdiği zararın büyüklüğüne göre idari soruşturma başlatacak ve adli olarak suç duyurusunda bulunacak.
17 Ağustos 2013 Cumartesi
2013 2014 Burs Veren Kurumlar, Burs Veren Yerler, Başvuru Tarihleri
Başarılı öğrencilere aylık 150 ile 1000 TL arasında değişen burs imkanları sunuluyor.
2013-2014 yılında Başbakanlık Bursu almak isteyenler KYK’nın internet sitesi üzerinden başvuruda bulunabilirler. Başbakanlık Bursu’na üniversitelerin ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri başvuru yapabilir. LYS sonucunda sayısal sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil testlerinde ilk 100’e giren öğrencilere öncelik veriliyor. Öğrenim kredisi, T.C uyruklu öğrencileri maddi yönden desteklemek amacıyla normal öğrenim süresince verilen borç para olduğu için eğitimini tamamlayan öğrenciden geri ödemesi talep ediliyor. KYK tarafından burs alan öğrenciye öğrenim kredisi, öğrenim kredisi alan öğrenciye de burs verilmiyor. Diğer vakıf, dernek ve kurumların sağladığı burs imkanları ise şöyle:
Türk Eğitim Vakfı (TEV): 2013-2014 akademik yılında 7 bin 600 lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisine burs verecek. TEV, üniversite öğrencilerine aylık 400, yüksek lisansa 700, doktora öğrencilerine 1000, liderlik vasfı taşıyan öğrencilere verilen üstün başarı bursiyerlerine ise aylık 1000 TL burs verecek. Üstün Başarı Bursları ve Yurt Bursları için 20 Ağustos-20 Eylül, yüksek öğrenim bursları için de 20 Eylül-20 Ekim tarihleri arasında TEV’in ‘www.tev.org.tr’ internet adresinden başvuru yapılabilir.
İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV): İSOV tarafından her yıl tespit edilen kontenjan, tutar ve sürelerde lisans, yüksek lisans, meslek yüksekokulu öğrencilerine burs veriliyor. Başka bir resmi veya özel kuruluştan burs almayan, maddi imkanları sınırlı ve başarılı öğrencilere verilen burslara başvurular her yıl 1-30 Eylül tarihleri arasında internet sitesi üzerinden online olarak alınıyor. Öğrencilere ekim-haziran ayları arasında 9 ay süreyle destek sağlanıyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD): Devlet üniversitelerinin birinci öğretimine kayıtlı öğrencilere burs desteği veriyor. Öğrencinin kayıtlı olduğu üniveritenin bağlı bulunduğu şehirde de bir ÇYDD şubesi olması gerekiyor. Bağışçılar ve mezun bursiyerlere göre her yıl burs verilen üniversiteli sayısı değişiyor. Dernek burs başvurularını 1-30 Eylül tarihleri arasında kabul ediyor. Başvuru tarih ve koşulları değiştiği için www.cydd.org.tr adresinin takip edilmesi gerekiyor.
2013-2014 yılında Başbakanlık Bursu almak isteyenler KYK’nın internet sitesi üzerinden başvuruda bulunabilirler. Başbakanlık Bursu’na üniversitelerin ön lisans, lisans ve yüksek lisans öğrencileri başvuru yapabilir. LYS sonucunda sayısal sözel, eşit ağırlık ve yabancı dil testlerinde ilk 100’e giren öğrencilere öncelik veriliyor. Öğrenim kredisi, T.C uyruklu öğrencileri maddi yönden desteklemek amacıyla normal öğrenim süresince verilen borç para olduğu için eğitimini tamamlayan öğrenciden geri ödemesi talep ediliyor. KYK tarafından burs alan öğrenciye öğrenim kredisi, öğrenim kredisi alan öğrenciye de burs verilmiyor. Diğer vakıf, dernek ve kurumların sağladığı burs imkanları ise şöyle:
Türk Eğitim Vakfı (TEV): 2013-2014 akademik yılında 7 bin 600 lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisine burs verecek. TEV, üniversite öğrencilerine aylık 400, yüksek lisansa 700, doktora öğrencilerine 1000, liderlik vasfı taşıyan öğrencilere verilen üstün başarı bursiyerlerine ise aylık 1000 TL burs verecek. Üstün Başarı Bursları ve Yurt Bursları için 20 Ağustos-20 Eylül, yüksek öğrenim bursları için de 20 Eylül-20 Ekim tarihleri arasında TEV’in ‘www.tev.org.tr’ internet adresinden başvuru yapılabilir.
İstanbul Sanayi Odası Vakfı (İSOV): İSOV tarafından her yıl tespit edilen kontenjan, tutar ve sürelerde lisans, yüksek lisans, meslek yüksekokulu öğrencilerine burs veriliyor. Başka bir resmi veya özel kuruluştan burs almayan, maddi imkanları sınırlı ve başarılı öğrencilere verilen burslara başvurular her yıl 1-30 Eylül tarihleri arasında internet sitesi üzerinden online olarak alınıyor. Öğrencilere ekim-haziran ayları arasında 9 ay süreyle destek sağlanıyor.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD): Devlet üniversitelerinin birinci öğretimine kayıtlı öğrencilere burs desteği veriyor. Öğrencinin kayıtlı olduğu üniveritenin bağlı bulunduğu şehirde de bir ÇYDD şubesi olması gerekiyor. Bağışçılar ve mezun bursiyerlere göre her yıl burs verilen üniversiteli sayısı değişiyor. Dernek burs başvurularını 1-30 Eylül tarihleri arasında kabul ediyor. Başvuru tarih ve koşulları değiştiği için www.cydd.org.tr adresinin takip edilmesi gerekiyor.
2014 İlköğretim 1. Sınıf Kayıt Şartları, 66-71 Aylık Çocuklar Kayıt Olacak mı?
İlköğretim 1. Sınıf Kayıt Şartları, 66-71 Aylık çocuklar Kayıt Olacak mı?
YENİ HÜKÜM
(2) “Okul müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçe ile; 69, 70 ve 71 aylık olanları ise, ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.”
ESKİ HÜKÜM
Madde 15 - (Değişik madde: 21.07.2012 - 28360 S. R.G. Yön./7. md.)(*)
(1) İlkokulların birinci sınıfına, kayıtların yapıldığı yılın eylül ayı sonu itibarıyla 66 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır. Gelişim yönünden ilkokula hazır olduğu anlaşılan 60-66 ay arası çocuklardan, velisinin yazılı isteği bulunanlar da ilkokul birinci sınıfa kaydedilir.
(2) Yaşça kayıt hakkını elde eden, ancak bedenen veya zihnen yeterince gelişmemiş olup okula uyum sağlayamayan 66 ay ve üzeri çocuklar da kasım ayı sonuna kadar sağlık kurumlarından verilen bedenen veya zihnen gelişmemiş tıbbi tanılı rapor üzerine okul öncesi eğitime yönlendirilebilir veya kayıtları bir yıl ertelenebilir.
DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI
Daha önce 66, 67 ve 68 aylık olan çocukların ilkokul 1'e kaydının yapılmaması için de sağlık raporu isteniyordu. Yeni düzenlemeye göre velinin talebi yeterli olacak.
Ancak, 69, 70 ve 71 aylık olanlar için sağlık raporu istenmeye devam edilecek. Ancak bu raporun eskisi gibi bedenen veya zihnen gelişmemiş tıbbi tanılı olma koşulu aranmayacak. Doktorun, çocuğun ilkokula başlaması için hazır olmadığını belirtmesi yeterli olacak.
YENİ HÜKÜM
(2) “Okul müdürlükleri, yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları, velisinin vereceği dilekçe ile; 69, 70 ve 71 aylık olanları ise, ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi eğitime yönlendirebilir veya kayıtlarını bir yıl erteleyebilir.”
ESKİ HÜKÜM
Madde 15 - (Değişik madde: 21.07.2012 - 28360 S. R.G. Yön./7. md.)(*)
(1) İlkokulların birinci sınıfına, kayıtların yapıldığı yılın eylül ayı sonu itibarıyla 66 ayını dolduran çocukların kaydı yapılır. Gelişim yönünden ilkokula hazır olduğu anlaşılan 60-66 ay arası çocuklardan, velisinin yazılı isteği bulunanlar da ilkokul birinci sınıfa kaydedilir.
(2) Yaşça kayıt hakkını elde eden, ancak bedenen veya zihnen yeterince gelişmemiş olup okula uyum sağlayamayan 66 ay ve üzeri çocuklar da kasım ayı sonuna kadar sağlık kurumlarından verilen bedenen veya zihnen gelişmemiş tıbbi tanılı rapor üzerine okul öncesi eğitime yönlendirilebilir veya kayıtları bir yıl ertelenebilir.
DEĞİŞİKLİĞİN ANLAMI
Daha önce 66, 67 ve 68 aylık olan çocukların ilkokul 1'e kaydının yapılmaması için de sağlık raporu isteniyordu. Yeni düzenlemeye göre velinin talebi yeterli olacak.
Ancak, 69, 70 ve 71 aylık olanlar için sağlık raporu istenmeye devam edilecek. Ancak bu raporun eskisi gibi bedenen veya zihnen gelişmemiş tıbbi tanılı olma koşulu aranmayacak. Doktorun, çocuğun ilkokula başlaması için hazır olmadığını belirtmesi yeterli olacak.
2013 Ek Ders Ücreti Ne Kadar? Ek Ders Ücretine Zam Haberi
Öğretmenlerin ek ders ücretlerine zam yapıldı....
2013 Ek Ders Ücreti Ne Kadar? Ek Ders Ücretine Zam Haberi
Eğitim sektöründe çalışanlarla ilgili de iyileştirmeler yapıldı. Buna göre;öğretmenlerin öğretim tazminatları artarken, yüksek lisans ve doktora sahibi olanlara sırası ile ek ders ücreti yüzde 5 ve yüzde 15 fazla verilecek. Yine meslek öğretmenlerinin tazminatları da artacak.....
2013 Ek Ders Ücreti Ne Kadar? Ek Ders Ücretine Zam Haberi
Eğitim sektöründe çalışanlarla ilgili de iyileştirmeler yapıldı. Buna göre;öğretmenlerin öğretim tazminatları artarken, yüksek lisans ve doktora sahibi olanlara sırası ile ek ders ücreti yüzde 5 ve yüzde 15 fazla verilecek. Yine meslek öğretmenlerinin tazminatları da artacak.....
Yeni Dikkat Testi Çöz, Dikkat Testi
Aşağıdaki üç işlemi bir dakikadan kısa sürede yapabilecek misiniz? Testi Maus kullanmadan ve bakarak bulmalısınız
Üç aşamalı testte o harflerinin arasında c’yi bulacaksınız. Daha sonra 9 rakamının arasında 6‘yı ve son olarak da M haflerinin arasında N‘yi bulacaksınız.
Üç testi de geçebildiyseniz, Nöroloğunuza yıllık ziyaretinizi iptal edebilirsiniz.
Beyniniz muhteşem çalışıyor ve Alzehimer hastalığından uzaktasınız. Tebrikler!
1 – Aşağıda C‘yi bulun. İmleç yardımı almayın.
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOCOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
2- Eğer C’yi bulduysanız, şimdide de 6′yı bulun
9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999699999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999
3 – Son olarak N’yi bulun, biraz daha zor gibi…
MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMNMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM
Üç aşamalı testte o harflerinin arasında c’yi bulacaksınız. Daha sonra 9 rakamının arasında 6‘yı ve son olarak da M haflerinin arasında N‘yi bulacaksınız.
Üç testi de geçebildiyseniz, Nöroloğunuza yıllık ziyaretinizi iptal edebilirsiniz.
Beyniniz muhteşem çalışıyor ve Alzehimer hastalığından uzaktasınız. Tebrikler!
1 – Aşağıda C‘yi bulun. İmleç yardımı almayın.
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOCOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
OOOOOOOOO OOOOOOOOOO OOOOOOOOO OOOOOOO OOOOOO OOO OOO
2- Eğer C’yi bulduysanız, şimdide de 6′yı bulun
9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999699999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999 9999999999999999999 9999999999999999 9999999999999999 99999
3 – Son olarak N’yi bulun, biraz daha zor gibi…
MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMNMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMMMMMMMMM MMMMMMMMM
Cevapsız Sorular, İlginç Sorular
Kafa karıştırıcı bazılarının cevabı olmayan hangi psikolojiyle ne zaman sorulduğu da belli olmayan garip sorular.:)
Soru: Şeytan boş tabanca ya da tüfeği dolduruyor da neden boş benzin deposunu doldurmuyor ?
Soru: Çam sakızı ile bıyıklarını alan yaşlı kadınla ağda ile tüylerini alan kız arasındaki fark nedir ?
Soru: Denizdeyken arkadaşınızın bacakları arasından geçtiginizde bundan ne zevk alırsınız ?
Soru: 1 TL ye alıp 2 TL ye sattığı çikolatayı çaldıran bakkal kaç TL zarar eder?
Soru: Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz durdunuz aklınıza ne geldi?
Soru: Armut almak için ağaca çıktınız ağaçta Jennifer Lopez ne yaparsınız?
Soru: Bir insan asansör yere düşmeden hemen önce zıplarsa ölmeyebilir mi?
Soru: Beyin göçüyle yurtdışına verdiğimiz türk bilim adamlarımız Türkiye ‘ye gelse davul zurna çalar mıyız?
Soru: Beni yıka şeklinde bir yazı gördüğünüzde tepkiniz ne olur?
Soru: Sevgilin yanında çok gürültülü ve pis kokulu bir şekilde gaz çıkardı tepkiniz ne olur ?
Soru: Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?
Soru: Dün yarın olsaydı bugün cumartesi olurdu diyen adam bunu hangi gün söylemiştir?
Soru: Şu an cebinizde nakit kaç para var?
Soru: Bir dalga olsan ilk nereye vururdun?
Soru: Ölüleri görebilme ve onlarla konuşabilme yeteneğiniz olsa ilk konuştuğunuz ölü hangisi olurdu?
Soru: Siz hiç mutsuz hayvan gördünüz mü?
Soru: Karıncanın beli nasıl incitilir?
Soru: İç çamaşırının kokusundan rahatsız olan biri o kokunun kaynağının kendisi olduğunu neden düşünmez?
Soru: Şeytan boş tabanca ya da tüfeği dolduruyor da neden boş benzin deposunu doldurmuyor ?
Soru: Çam sakızı ile bıyıklarını alan yaşlı kadınla ağda ile tüylerini alan kız arasındaki fark nedir ?
Soru: Denizdeyken arkadaşınızın bacakları arasından geçtiginizde bundan ne zevk alırsınız ?
Soru: 1 TL ye alıp 2 TL ye sattığı çikolatayı çaldıran bakkal kaç TL zarar eder?
Soru: Uçurumdan tam atlamak üzereydiniz durdunuz aklınıza ne geldi?
Soru: Armut almak için ağaca çıktınız ağaçta Jennifer Lopez ne yaparsınız?
Soru: Bir insan asansör yere düşmeden hemen önce zıplarsa ölmeyebilir mi?
Soru: Beyin göçüyle yurtdışına verdiğimiz türk bilim adamlarımız Türkiye ‘ye gelse davul zurna çalar mıyız?
Soru: Beni yıka şeklinde bir yazı gördüğünüzde tepkiniz ne olur?
Soru: Sevgilin yanında çok gürültülü ve pis kokulu bir şekilde gaz çıkardı tepkiniz ne olur ?
Soru: Gözyaşının yıkayamadığı şeyler nelerdir?
Soru: Dün yarın olsaydı bugün cumartesi olurdu diyen adam bunu hangi gün söylemiştir?
Soru: Şu an cebinizde nakit kaç para var?
Soru: Bir dalga olsan ilk nereye vururdun?
Soru: Ölüleri görebilme ve onlarla konuşabilme yeteneğiniz olsa ilk konuştuğunuz ölü hangisi olurdu?
Soru: Siz hiç mutsuz hayvan gördünüz mü?
Soru: Karıncanın beli nasıl incitilir?
Soru: İç çamaşırının kokusundan rahatsız olan biri o kokunun kaynağının kendisi olduğunu neden düşünmez?
Ülkelerin Tuvalet İşaretleri, Dünyada Tuvalet İşaretleri
Dünyada ki bazı ülkelerin tuvalet işaretleri gerçekten hem komik hem düşünülmüş hem karmaşık... İşte derlediklerimiz,
Ünlem İşaretinin Kullanıldığı Yerler, Nerelerde Kullanılır?
Ünlem işareti çok heyecan gerektirdiği için siz çok ünlemlenmeyin....
Ünlem işareti, şaşkınlık, heyecan, korku, kızgınlık ve acıma gibi duyguları anlatan sözcük ya da cümlelerden sonra kullanılan işarettir.
Ünlem işareti kullanılan kelime ve cümlelere örnekler:
Aman Allah’ım!
Hemşerilerim!
Vay canına!
Yazık sana!
Aaa, Yeter artık!
Ey, Türk gençliği!
Ah, ne yaptım!
Ay, elim!
Hah, şimdi oldu!
İmdat!
Aman dikkat!
Aa! bu da ne!
Hayır, yalan!
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Ne mutlu Türküm diyene!
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Çok ilginç!
Çık dışarı!
Çabuk eve git!
Komsular!
Arkadaşlar!
Hey baksana!
Ne kadar güzel!
Aman Allah’ım, manzara ne güzel!
Sen fazla oldun ama!
Aşk olsun!
Hey, buraya gel!
Sus bakayım!
Gitme ha!
Ünlem işareti, şaşkınlık, heyecan, korku, kızgınlık ve acıma gibi duyguları anlatan sözcük ya da cümlelerden sonra kullanılan işarettir.
Ünlem işareti kullanılan kelime ve cümlelere örnekler:
Aman Allah’ım!
Hemşerilerim!
Vay canına!
Yazık sana!
Aaa, Yeter artık!
Ey, Türk gençliği!
Ah, ne yaptım!
Ay, elim!
Hah, şimdi oldu!
İmdat!
Aman dikkat!
Aa! bu da ne!
Hayır, yalan!
Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!
Ak tolgalı beylerbeyi haykırdı: İlerle!
Ne mutlu Türküm diyene!
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Çok ilginç!
Çık dışarı!
Çabuk eve git!
Komsular!
Arkadaşlar!
Hey baksana!
Ne kadar güzel!
Aman Allah’ım, manzara ne güzel!
Sen fazla oldun ama!
Aşk olsun!
Hey, buraya gel!
Sus bakayım!
Gitme ha!
Soru İşaretinin Kullanıldığı Yerler, Nerelerde Kullanılır?
Soru işaretinin kullanıldığı yerler ve soru cümleleri karşınızda.... İyi sorulamalar....
Soru işareti, soru bildiren ve soru anlamı taşıyan kelime ve cümlelerden sonra kullanılmaktadır. Soru işareti kullanımıyla ilgili örnekler:
Soruları çözdünüz mü?
Nasıl bir kitap okuyorsunuz?
Kim benimle geliyor?
Neresi?
Kim?
Nasıl?
Nereye gidiyoruz?
Cevabı sorunun içinde olan cümlelerde de soru işareti kullanılmaktadır:
Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?
Yoksa bu sözümde yalan var mı? Gibi…
İçinde soru kelimeleri ya da soru eki olan, ama anlam olarak soru cümlesi niteliği taşımayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz:
Yapar mı yapmaz mı bilmem.
Kaça aldım, şu an hatırlamıyorum.
Bu olayı bize ne zaman anlatmıştı, hatırlamıyorum.
Bu örneklerde soru kelimesi nesneye dahildir.
Soru işareti, soru bildiren ve soru anlamı taşıyan kelime ve cümlelerden sonra kullanılmaktadır. Soru işareti kullanımıyla ilgili örnekler:
Soruları çözdünüz mü?
Nasıl bir kitap okuyorsunuz?
Kim benimle geliyor?
Neresi?
Kim?
Nasıl?
Nereye gidiyoruz?
Cevabı sorunun içinde olan cümlelerde de soru işareti kullanılmaktadır:
Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?
Yoksa bu sözümde yalan var mı? Gibi…
İçinde soru kelimeleri ya da soru eki olan, ama anlam olarak soru cümlesi niteliği taşımayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz:
Yapar mı yapmaz mı bilmem.
Kaça aldım, şu an hatırlamıyorum.
Bu olayı bize ne zaman anlatmıştı, hatırlamıyorum.
Bu örneklerde soru kelimesi nesneye dahildir.
Yeni Zeka Testi Çöz, Dikkat Testi
Gerçekten dikkati ön planda tutan güzel bir test... Başarılar!
1. Bazi aylar 30, bazilari 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardir?
2. Doktorunuz size 3 hap verir ve bunlari yarimsar saat arayla almanizi tavsiye ederse, ilaçlarin tamamini bitirmeniz ne kadar sürer?
3. Gece saat sekizde yatiyorum ve yatarken guguklu saatimi sabah dokuza kuruyorum kaç saat uyurum?
4. 30′ u yarima bölüp 10 eklediniz, kaç etti?
5. Bir çiftçinin 17 koyunu vardi. Sürüde salgin hastalik oldu, dokuzu agir hastalandi, digerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu var?
6. Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambasi, bir gaz sobasi, ve birde mum bulunan karanlik ve soguk bir odaya girdiniz… Önce hangisini yakarsiniz?
7. Adamin biri dikdörtgen biçiminde ve her cephesi güney manzarali bir ev insa ediyor. Evi kocaman bir ayi ziyaret ederse bu ayi ne renk olur?
8. 3 elma vardi ikisini aldim. kaç elmam var?
9. Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldi?
10. Chicago’ dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullaniyorsunuz.Pittsburgh’ da 7 yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland’ da 8 yolcu indi, 6 yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni yolcu bindi. 20 saat sonra Philadelphia’ ya vardiginizda söförün adi neydi?
Cevaplar aşağıda..
1. Bazi aylar 30, bazilari 31 çeker; kaç ayda 28 gün vardir?
2. Doktorunuz size 3 hap verir ve bunlari yarimsar saat arayla almanizi tavsiye ederse, ilaçlarin tamamini bitirmeniz ne kadar sürer?
3. Gece saat sekizde yatiyorum ve yatarken guguklu saatimi sabah dokuza kuruyorum kaç saat uyurum?
4. 30′ u yarima bölüp 10 eklediniz, kaç etti?
5. Bir çiftçinin 17 koyunu vardi. Sürüde salgin hastalik oldu, dokuzu agir hastalandi, digerleri öldü. Çiftçinin kaç koyunu var?
6. Sadece bir tek kibritiniz var, içinde bir gaz lambasi, bir gaz sobasi, ve birde mum bulunan karanlik ve soguk bir odaya girdiniz… Önce hangisini yakarsiniz?
7. Adamin biri dikdörtgen biçiminde ve her cephesi güney manzarali bir ev insa ediyor. Evi kocaman bir ayi ziyaret ederse bu ayi ne renk olur?
8. 3 elma vardi ikisini aldim. kaç elmam var?
9. Musa gemisine her hayvandan kaçar adet aldi?
10. Chicago’ dan hareket eden 43 yolculu bir otobüs kullaniyorsunuz.Pittsburgh’ da 7 yolcu binip, 5 yolcu indi. Cleveland’ da 8 yolcu indi, 6 yolcu tuvalete gidip geldi ve 4 yeni yolcu bindi. 20 saat sonra Philadelphia’ ya vardiginizda söförün adi neydi?
Cevaplar aşağıda..
Cilt Yaşı Hesapla, Hesaplama, Cildiniz Kaç Yaşında?
Herşey gibi Cildimizin de bir yaşı vardır.... Bu yaş yaşanılan yere havaya neme hatta psikolojiye bile bağlıdır...
Elinize bir kağıt kalme alın ve size uyan her alışkanlık ve koşul için kendinize 1 puan verin:
** Diabet gibi kronik hastalıklar
** Osteopenia (düşük kemik yoğunluğu)
** Uzun süreli ilaç tedavisi
** Menopoz dönemi
** 40 yaşından önce cerrahi müdahaleyle menopoz
** Başarısız akne tedavisi geçmişi
** Başarısız rosacea( yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer deri hastalığı) tedavisi geçmişi
** Solgun, çilli bir cilt
** Gözenekli ya da benli bir cilt
** 35 yaş öncesinde fark edilir derin çizgiler
** Obezite
** Aşırı zayıflık
** Geçmişte zayıf beslenme
** Geçmişte aşırı abur cubur tüketimi
** Katkı maddesi içeren besinlerin aşırı tüketimi ve ya meyve–sebzenin az tüketimi
** Yağlı besinler tüketme
** Sigara kullanmak
** Pasif sigara içicisi olmak
** Aşırı alkol tüketmek
** Geçmişte aşırı spor yapmak
** Hareketsiz bir yaşam tarzı
** Stresli yaşam tarzı
** Kansere dönüşebilecek yaralar ve ya cilt kanseri
** Günde 6 saatten az uyumak
** Geçmişte aşırı miktarda güneş ışınlarına maruz kalma, bronzlaşamamak
** 20 yaş öncesinde su toplayacak şekilde güneş yanığı
** Nadiren güneş koruyucusu kullanmak
** Solaryuma girmek
** Yetersiz ve hijyenik olmayan cilt bakımı ya da nemlendirici kullanmamak
** Annenizin cildinin erken yaşlanmış olması
Elinize bir kağıt kalme alın ve size uyan her alışkanlık ve koşul için kendinize 1 puan verin:
** Diabet gibi kronik hastalıklar
** Osteopenia (düşük kemik yoğunluğu)
** Uzun süreli ilaç tedavisi
** Menopoz dönemi
** 40 yaşından önce cerrahi müdahaleyle menopoz
** Başarısız akne tedavisi geçmişi
** Başarısız rosacea( yanaklarda ve burunda görülen akneye benzer deri hastalığı) tedavisi geçmişi
** Solgun, çilli bir cilt
** Gözenekli ya da benli bir cilt
** 35 yaş öncesinde fark edilir derin çizgiler
** Obezite
** Aşırı zayıflık
** Geçmişte zayıf beslenme
** Geçmişte aşırı abur cubur tüketimi
** Katkı maddesi içeren besinlerin aşırı tüketimi ve ya meyve–sebzenin az tüketimi
** Yağlı besinler tüketme
** Sigara kullanmak
** Pasif sigara içicisi olmak
** Aşırı alkol tüketmek
** Geçmişte aşırı spor yapmak
** Hareketsiz bir yaşam tarzı
** Stresli yaşam tarzı
** Kansere dönüşebilecek yaralar ve ya cilt kanseri
** Günde 6 saatten az uyumak
** Geçmişte aşırı miktarda güneş ışınlarına maruz kalma, bronzlaşamamak
** 20 yaş öncesinde su toplayacak şekilde güneş yanığı
** Nadiren güneş koruyucusu kullanmak
** Solaryuma girmek
** Yetersiz ve hijyenik olmayan cilt bakımı ya da nemlendirici kullanmamak
** Annenizin cildinin erken yaşlanmış olması
Beyin Yaşı Hesaplama, Hesapla, Beyin Yaşın Kaç?
Beyin yaşınızın kaç olduğunu merak ediyorsanız bu testi gözden geçirin...
Aşağıdaki testi yanıtlayarak, beyin yaşınızı hesaplayabilirsiniz… Her “EVET” yanıtı için kendinize 1 puan vererek beyin yaşınızı ölçün:
1- Arkadaşlarınıza sık sık kaç yaşınızda olduğunuzdan bahsediyor musunuz?
* Evet * Hayır
2- Değişim için çok yaşlı olduğunuza mı inanıyorsunuz?
* Evet * Hayır
3- Daha önce yapabildiğiniz zihinsel aritmatik işlemlerini artık bıraktınız mı?
* Evet * Hayır
4- Yaşınızdan ötürü kendinizi belirli faaliyetlerin (yeni bir meşgale ya da yeni bir iş bulmak gibi) dışında tutuyor musunuz?
* Evet * Hayır
5- Sık sık yaşınızı düşünüp endişeye kapılıyor musunuz?
* Evet * Hayır
6- Hafızanızdan şikayetçi misiniz?
* Evet * Hayır
7- Yere eğilirken vücudunuzda ağrı oluyor mu?
* Evet * Hayır
8- Arada sırada kamburunuzu çıkararak yürüdüğünüzü fark ettiğiniz oluyor mu?
* Evet * Hayır
9- Çok beğenmenize rağmen “genç işi” diyerek bazı giysileri almadığınız oluyor mu?
* Evet * Hayır
10- Hayatın bütün yenilik ve heyecanlarının geride kaldığını ve bundan sonra yaşamınızın sadece rutin bir zorunluluk olarak geçeceğini düşünüyor musunuz?
* Evet * Hayır
Aşağıdaki testi yanıtlayarak, beyin yaşınızı hesaplayabilirsiniz… Her “EVET” yanıtı için kendinize 1 puan vererek beyin yaşınızı ölçün:
1- Arkadaşlarınıza sık sık kaç yaşınızda olduğunuzdan bahsediyor musunuz?
* Evet * Hayır
2- Değişim için çok yaşlı olduğunuza mı inanıyorsunuz?
* Evet * Hayır
3- Daha önce yapabildiğiniz zihinsel aritmatik işlemlerini artık bıraktınız mı?
* Evet * Hayır
4- Yaşınızdan ötürü kendinizi belirli faaliyetlerin (yeni bir meşgale ya da yeni bir iş bulmak gibi) dışında tutuyor musunuz?
* Evet * Hayır
5- Sık sık yaşınızı düşünüp endişeye kapılıyor musunuz?
* Evet * Hayır
6- Hafızanızdan şikayetçi misiniz?
* Evet * Hayır
7- Yere eğilirken vücudunuzda ağrı oluyor mu?
* Evet * Hayır
8- Arada sırada kamburunuzu çıkararak yürüdüğünüzü fark ettiğiniz oluyor mu?
* Evet * Hayır
9- Çok beğenmenize rağmen “genç işi” diyerek bazı giysileri almadığınız oluyor mu?
* Evet * Hayır
10- Hayatın bütün yenilik ve heyecanlarının geride kaldığını ve bundan sonra yaşamınızın sadece rutin bir zorunluluk olarak geçeceğini düşünüyor musunuz?
* Evet * Hayır
16 Ağustos 2013 Cuma
2012 Alan Değişikliği İptal Edildi Haberi, Oku
2012 Alan Değişikliği İptal Edildi Haberi, Oku
Milli Eğitim Bakanlığının 2012 yılı alan değişikliği ile Zihin Engelliler Sınıf Öğretmenliği, Teknoloji Tasarım Öğretmenliği ve diğer alan öğretmenlerinin teknoloji tasarım öğretmenliğine geçenlerin mahkeme kararı gereği eski görevlerine iade edileceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 14/08/2013 tarihli ve 2082209 sayılı yazılarına göre;
1-Sınıf öğretmenlerinden 2012 yılında il içinde alan değişikliği yoluyla Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliğine ya da Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine geçirilenler ile diğer alan öğretmenlerinden Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine geçirilenler önceki alanlarına ve görev yerlerine döndürüleceklerdir.
2-Sınıf Öğretmenlerinden Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği için söz konusu yargı kararında belirtilen 540 saatlik Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği Sertifika Programını tamamlayanlar istemeleri halinde Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği görevine devam edebileceklerdir.
3-Yargı kararı gereği önceki alanlarına ve görev yerlerine döndürülecek öğretmenler ile ilgili her türlü iş ve işlemler valiliklerce gerçekleştirilecektir.
4-Yukarıda belirtilen öğretmenlerden alan değişikliği yapıldıktan sonra herhangi bir nedenden dolayı iller arasında görev yeri değişikliği yapılanlar atandıkları il valiliğine bildirilecek bunların daha önceki alanlarına ve durumlarına uygun eğitim kurumlarına atamaları halen görev yaptıkları valiliklerce yapılacak
Milli Eğitim Bakanlığının 2012 yılı alan değişikliği ile Zihin Engelliler Sınıf Öğretmenliği, Teknoloji Tasarım Öğretmenliği ve diğer alan öğretmenlerinin teknoloji tasarım öğretmenliğine geçenlerin mahkeme kararı gereği eski görevlerine iade edileceğine ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğünün 14/08/2013 tarihli ve 2082209 sayılı yazılarına göre;
1-Sınıf öğretmenlerinden 2012 yılında il içinde alan değişikliği yoluyla Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliğine ya da Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine geçirilenler ile diğer alan öğretmenlerinden Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliğine geçirilenler önceki alanlarına ve görev yerlerine döndürüleceklerdir.
2-Sınıf Öğretmenlerinden Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği için söz konusu yargı kararında belirtilen 540 saatlik Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği Sertifika Programını tamamlayanlar istemeleri halinde Zihin Engelliler Sınıfı Öğretmenliği görevine devam edebileceklerdir.
3-Yargı kararı gereği önceki alanlarına ve görev yerlerine döndürülecek öğretmenler ile ilgili her türlü iş ve işlemler valiliklerce gerçekleştirilecektir.
4-Yukarıda belirtilen öğretmenlerden alan değişikliği yapıldıktan sonra herhangi bir nedenden dolayı iller arasında görev yeri değişikliği yapılanlar atandıkları il valiliğine bildirilecek bunların daha önceki alanlarına ve durumlarına uygun eğitim kurumlarına atamaları halen görev yaptıkları valiliklerce yapılacak
14 Ağustos 2013 Çarşamba
Kısaca Erich Fromm Kimdir? Sözleri
Kısaca Erich Fromm Kimdir? Sözleri
ERİCH Fromm (1900 – 1980)
Alman asıllı Amerikan ruh bilimcisi. Amerika’ya göç etmiş Michigon Ünüversi- tesi’nde okutmanlık yapmıştır. “Yeni Freudculuk”un kurucularındandır. From psikololjideki görüşleriyle Freud’dan ayrılır.
“Sevgi ve Şiddetin Kaynağı” adlı kitabında, bu kitabın “sevmek sanatı” adlı kitabın tamamlayıcısı olduğunu söylemiştir.
“Sevme sanatında asıl konu, kişinin sevme yetişiyken, burada kişinin yok etme yetisi, narsizmi ve aile-içi zina saplantılarıdır. Sevgi sorunu daha yeni, daha geniş bir açıdan, yaşam sevgisi açısından ele alınmıştır.
Yaşam yaratmak, güçsüz insanda bulunmayan bir takım nitelikleri gerektirir. Yaşamı yok etmek ise yalnızca bir tek niteliği, şiddete başvurmayı gerektirir.”
From’a göre kişiliğin temeli sevgiye dayanır. Sevginin olmadığı yerde şiddet vardır.
From’un Eserleri:
1- Sevmek Sanatı, 2- Sevgi ve Şiddetin Kaynağı, 3- Kendi İçin İnsan (I947), 4- Ruh Çözümü ve Din (I950), 5- Freud’un Özel Görevi (I959), 6- Sağlam Toplum (I955), 7- Zen Budacılığı ve Ruh Çözümü (I960), 8- Kuruntunun Ötesinde (I962), 9- insanın Yüreği (I964), 10- Nevrozun Bireysel ve Toplumsal Kökleri,
ERİCH Fromm (1900 – 1980)
Alman asıllı Amerikan ruh bilimcisi. Amerika’ya göç etmiş Michigon Ünüversi- tesi’nde okutmanlık yapmıştır. “Yeni Freudculuk”un kurucularındandır. From psikololjideki görüşleriyle Freud’dan ayrılır.
“Sevgi ve Şiddetin Kaynağı” adlı kitabında, bu kitabın “sevmek sanatı” adlı kitabın tamamlayıcısı olduğunu söylemiştir.
“Sevme sanatında asıl konu, kişinin sevme yetişiyken, burada kişinin yok etme yetisi, narsizmi ve aile-içi zina saplantılarıdır. Sevgi sorunu daha yeni, daha geniş bir açıdan, yaşam sevgisi açısından ele alınmıştır.
Yaşam yaratmak, güçsüz insanda bulunmayan bir takım nitelikleri gerektirir. Yaşamı yok etmek ise yalnızca bir tek niteliği, şiddete başvurmayı gerektirir.”
From’a göre kişiliğin temeli sevgiye dayanır. Sevginin olmadığı yerde şiddet vardır.
From’un Eserleri:
1- Sevmek Sanatı, 2- Sevgi ve Şiddetin Kaynağı, 3- Kendi İçin İnsan (I947), 4- Ruh Çözümü ve Din (I950), 5- Freud’un Özel Görevi (I959), 6- Sağlam Toplum (I955), 7- Zen Budacılığı ve Ruh Çözümü (I960), 8- Kuruntunun Ötesinde (I962), 9- insanın Yüreği (I964), 10- Nevrozun Bireysel ve Toplumsal Kökleri,
12 Ağustos 2013 Pazartesi
Kısaca Melanie Klein Kimdir? Hayatı Eserleri Yaşamı
Kısaca Melanie Klein Kimdir? Hayatı Eserleri Yaşamı
Melanie Klein, eö reizes (d. 30 Mart 1882, Viyana, Avusturya – ö. 22 Eylür 1960, Londra, İngiltere), Avusturya asıllı İngiliz psikanalist. Yeni doğanlar ve çocuklarla ilgili çalışmalarıyla tanınır. Oyun davranışı üzerine gözlemleri aracılığıyla 2-3 yaş grubundaki çocuklara psikanaliz uygulamıştır.
Viyanalı bir diş hekiminin en küçük çocuğuydu. Tıp öğrenimi görmeyi amaçladıysa da 21 yaşında evlenip üç çocuk doğurunca bu isteğini gerçekleştiremedi. I. Dünya Savaşı’ndan bir süre önce Budapeşte’deyken psikanalize ilgi duydu ve Sândor Ferenczi ile bu alanda çalışmalar yaptı. Gene onun etkisiyle küçük çocuklara psikanaliz uygulamaya yöneldi. 1919′da bu, konudaki ilk incelemesini yazdı. İki yıl sonra Kari Abraham’ın çağrısı üzerine Berlin Psikanaliz Enstitüsü’ne gitti ve 1926′da Londra’ya yerleşene değin orada kaldı.
Çocuk analizi üzerine gözlemlerini ve geliştirdiği kuramı The Psychoanalysis of Children (1932; Çocuk Psikanalizi) adlı yapıtında açıkladı. Çocuklarda oyunun, bunaltıyı (anksiyete) denetlemenin simgesel bir biçimi olduğunu öne sürdü; bu görüşten yola çıkarak yaşamın ilk yıllarındaki psikolojik dürtüleri ve düşünceleri belirlemek amacıyla oyun davranışı üzerine gözlemler yaptı. Bu çalışmalarının ürünü olan nesne ilişkileri kuramına göre, yaşamın ilk dönemindeki benlik gelişimi, çocuğun psişik dürtülerinin yöneldiği fiziksel nesnelerle (dürtü nesneleri) yaşanan deneyimlere bağlıdır.
Yaşamın ilk yıllarında çocuk, bir nesnenin bütününe değil belli parçalarına (örn. anneye değil, memeye) yönelir. Bu değişken ve ilkel tanımlamayı Klein paranoid-şizoid durum olarak adlandırır. Bir sonraki gelişim aşaması olan depresif durumda ise çocuk, nesneleri bütün olarak (örn. anne ya da baba) algılar.
Bu gelişim aşamasının en önemli özelliği, nesnelere yönelik karşıt duyguların bilincine varılması ve iç çatışmalar arasında uzlaşma sağlama çabasıdır. Paranoidşizoid durumda yaşanan bunaltı yoğun bir baskıya yol açarak benliği tehdit edebilir. Depresif dönemde ise bunaltının kaynağı, çocuğun kendi yıkıcı dürtüleri nedeniyle, sevdiği nesnelere zarar vermekten korkmasıdır.
1934′ten başlayarak Klein, yeni doğanlar ve çocuklardaki bunaltıyı açıklamak için yetişkin hastalarla yaptığı çalışmalardan da yararlanmıştır. Öbür yapıtları arasında Envy and Gratitude (1957; Çekememezlik ve Minnettarlık) ile 1941′de tuttuğu ayrıntılı notlara dayanılarak ölümünden sonra yayımlanan Narrative of a Child Analysis (1961; Bir Çocuk Analizinin Öyküsü) sayılabilir.
Melanie Klein, eö reizes (d. 30 Mart 1882, Viyana, Avusturya – ö. 22 Eylür 1960, Londra, İngiltere), Avusturya asıllı İngiliz psikanalist. Yeni doğanlar ve çocuklarla ilgili çalışmalarıyla tanınır. Oyun davranışı üzerine gözlemleri aracılığıyla 2-3 yaş grubundaki çocuklara psikanaliz uygulamıştır.
Viyanalı bir diş hekiminin en küçük çocuğuydu. Tıp öğrenimi görmeyi amaçladıysa da 21 yaşında evlenip üç çocuk doğurunca bu isteğini gerçekleştiremedi. I. Dünya Savaşı’ndan bir süre önce Budapeşte’deyken psikanalize ilgi duydu ve Sândor Ferenczi ile bu alanda çalışmalar yaptı. Gene onun etkisiyle küçük çocuklara psikanaliz uygulamaya yöneldi. 1919′da bu, konudaki ilk incelemesini yazdı. İki yıl sonra Kari Abraham’ın çağrısı üzerine Berlin Psikanaliz Enstitüsü’ne gitti ve 1926′da Londra’ya yerleşene değin orada kaldı.
Çocuk analizi üzerine gözlemlerini ve geliştirdiği kuramı The Psychoanalysis of Children (1932; Çocuk Psikanalizi) adlı yapıtında açıkladı. Çocuklarda oyunun, bunaltıyı (anksiyete) denetlemenin simgesel bir biçimi olduğunu öne sürdü; bu görüşten yola çıkarak yaşamın ilk yıllarındaki psikolojik dürtüleri ve düşünceleri belirlemek amacıyla oyun davranışı üzerine gözlemler yaptı. Bu çalışmalarının ürünü olan nesne ilişkileri kuramına göre, yaşamın ilk dönemindeki benlik gelişimi, çocuğun psişik dürtülerinin yöneldiği fiziksel nesnelerle (dürtü nesneleri) yaşanan deneyimlere bağlıdır.
Yaşamın ilk yıllarında çocuk, bir nesnenin bütününe değil belli parçalarına (örn. anneye değil, memeye) yönelir. Bu değişken ve ilkel tanımlamayı Klein paranoid-şizoid durum olarak adlandırır. Bir sonraki gelişim aşaması olan depresif durumda ise çocuk, nesneleri bütün olarak (örn. anne ya da baba) algılar.
Bu gelişim aşamasının en önemli özelliği, nesnelere yönelik karşıt duyguların bilincine varılması ve iç çatışmalar arasında uzlaşma sağlama çabasıdır. Paranoidşizoid durumda yaşanan bunaltı yoğun bir baskıya yol açarak benliği tehdit edebilir. Depresif dönemde ise bunaltının kaynağı, çocuğun kendi yıkıcı dürtüleri nedeniyle, sevdiği nesnelere zarar vermekten korkmasıdır.
1934′ten başlayarak Klein, yeni doğanlar ve çocuklardaki bunaltıyı açıklamak için yetişkin hastalarla yaptığı çalışmalardan da yararlanmıştır. Öbür yapıtları arasında Envy and Gratitude (1957; Çekememezlik ve Minnettarlık) ile 1941′de tuttuğu ayrıntılı notlara dayanılarak ölümünden sonra yayımlanan Narrative of a Child Analysis (1961; Bir Çocuk Analizinin Öyküsü) sayılabilir.
Kısaca Andrew Lang Kimdir? Eserleri Biyografisi
Kısaca Andrew Lang Kimdir? Eserleri Biyografisi
Andrew Lang, (d. 31 Mart 1844, Selkirk – ö. 20 Temmuz 1912, Banchory, Aberdeenshire, İskoçya), masal derlemeleri ve Homeros’tan yaptığı çevirilerle tanınan İskoçyalı edebiyatçıdır.
St. Andrevvs Üniversitesi ve Oxford, Balliol College’da öğrenim gördükten sonra, bir araştırma bursu kazanarak Merton College’a girdi. 1875′te Londra’ya taşındı. Daily News ve başka gazetelerde yayımlanan eleştiri yazılarıyla kısa zamanda ün kazandı.
Andrew Lang Eserleri :
Ballads and Lyrics of Old France (1872; Eski Fransa’nın Balad ve Şiirleri), Helen of Troy (1882; Troyalı Helena) ve Grass of Parnassus (1888; Parnassos’un Çimenleri) adlı kitaplarında şiir alanındaki ustalığını, Mark of Cain (1886; Kabil’in Alameti) ve The Disentanglers (1902; Kurtarıcılar) adlı romanlarında da yazarlık yeteneğini ortaya koydu. İlk cildi The Blue Fairy Book (1889; Mavi Peri Kitabı), sonuncusu The Lilac Fairy Book (1910; Eflatun Peri Kitabı) adlarıyla yayımlanın 12 ciltlik masal derle- mesiyle büyük övgü topladı. Kendi kaleme aldığı The Gold of Fairnilee (1888; Fairnilee Altını), Prince Prigio (1889; Prens Prigio) ve Prince Ricardo of Pantouflia (1893; Pantouflia Prensi Ricardo) adlı masal kitapları da çocuk edebiyatının klasikleri arasına girdi.
Lang, Custom and Myth (1884; Gelenek ve Mitos) ve Myth, Ritual and Religion (1887; Mitos, Tören ve Din) gibi kitaplarıyla da bu alanlarda öncü çalışmalar yaptı. Daha sonra Pickle the Spy (1897; Afacan Casus), A History of Scotland from the Roman Occupation (1900-07, 4 cilt; Roma İstilası Sonrası İskoçya Tarihi), Historical Mysteries (1904; Tarihi Gizler) ve The Maid of France (1908; Fransız Nedime) gibi kitaplarla tarihsel konulara yöneldi. Home- ros üzerine yaşamı boyunca sürdürdüğü çalışmalar, Homeros’un destanlarının İngilizce düzyazı çevirileri Odyssey (1879; S.H. Butcher ile birlikte) ve Iliad’la (1883; Wal- ter Leaf ve Ernest Myers ile birlikte) ürünlerini verdi. Lang’in World of Homer (1910; Homeros’un Dünyası) adlı yapıtı da önemli bir çalışmadır.
Andrew Lang, (d. 31 Mart 1844, Selkirk – ö. 20 Temmuz 1912, Banchory, Aberdeenshire, İskoçya), masal derlemeleri ve Homeros’tan yaptığı çevirilerle tanınan İskoçyalı edebiyatçıdır.
St. Andrevvs Üniversitesi ve Oxford, Balliol College’da öğrenim gördükten sonra, bir araştırma bursu kazanarak Merton College’a girdi. 1875′te Londra’ya taşındı. Daily News ve başka gazetelerde yayımlanan eleştiri yazılarıyla kısa zamanda ün kazandı.
Andrew Lang Eserleri :
Ballads and Lyrics of Old France (1872; Eski Fransa’nın Balad ve Şiirleri), Helen of Troy (1882; Troyalı Helena) ve Grass of Parnassus (1888; Parnassos’un Çimenleri) adlı kitaplarında şiir alanındaki ustalığını, Mark of Cain (1886; Kabil’in Alameti) ve The Disentanglers (1902; Kurtarıcılar) adlı romanlarında da yazarlık yeteneğini ortaya koydu. İlk cildi The Blue Fairy Book (1889; Mavi Peri Kitabı), sonuncusu The Lilac Fairy Book (1910; Eflatun Peri Kitabı) adlarıyla yayımlanın 12 ciltlik masal derle- mesiyle büyük övgü topladı. Kendi kaleme aldığı The Gold of Fairnilee (1888; Fairnilee Altını), Prince Prigio (1889; Prens Prigio) ve Prince Ricardo of Pantouflia (1893; Pantouflia Prensi Ricardo) adlı masal kitapları da çocuk edebiyatının klasikleri arasına girdi.
Lang, Custom and Myth (1884; Gelenek ve Mitos) ve Myth, Ritual and Religion (1887; Mitos, Tören ve Din) gibi kitaplarıyla da bu alanlarda öncü çalışmalar yaptı. Daha sonra Pickle the Spy (1897; Afacan Casus), A History of Scotland from the Roman Occupation (1900-07, 4 cilt; Roma İstilası Sonrası İskoçya Tarihi), Historical Mysteries (1904; Tarihi Gizler) ve The Maid of France (1908; Fransız Nedime) gibi kitaplarla tarihsel konulara yöneldi. Home- ros üzerine yaşamı boyunca sürdürdüğü çalışmalar, Homeros’un destanlarının İngilizce düzyazı çevirileri Odyssey (1879; S.H. Butcher ile birlikte) ve Iliad’la (1883; Wal- ter Leaf ve Ernest Myers ile birlikte) ürünlerini verdi. Lang’in World of Homer (1910; Homeros’un Dünyası) adlı yapıtı da önemli bir çalışmadır.
Kısaca William James Kimdir? Biyografisi
Gençliği ve eğitimi: James, ilahiyatçı ve düşünür Henry James’in büyük oğlu, romancı ve eleştirmen Henry James’in ağabeyiydi. New York, Boulogne (Fransa) ve Cenevre’de öğrenim gördü. Yetişmesinde babasının felsefe ve ilahiyat görüşlerinin büyük etkisi vardı. Özellikle eleştirel yaklaşımı bu etkiden kaynaklanıyordu.
James 18 yaşındayken, dinsel konuları işleyen Amerikalı ressam William M. Hunt’ın yanında resim öğrenimine başladı. Ama kısa süre sonra bundan vazgeçerek Harvard Üniversitesi Lawrence Bilim Okulu’na girdi. Burada kimya, anatomi ve benzeri konularda dersler aldıktan sonra Harvard Tıp Okulu’nda öğrenime başladı. Ünlü doğabilimci Louis Agassiz’in Amazon’a yapacağı bir keşif gezisine asistan olarak eşlik etmek üzere öğrenimini yarıda bıraktı.
Gezi sırasında sağlığı bozulunca bir yarıyıl için yeniden Tıp Okulu’na döndü. 1867-68′de Almanya’da, enerjinin korunumu ilkesini ortaya koyan fizikçi ve fizyolog Hermann von Helmholtz, patalog Rudolf Virchow, 19. yüzyılda tıpta deneyciliğe öncülük eden Claude Bernard gibi bilim adamlarının derslerini izledi. Ayrıca o dönemin gözde psikoloji ve felsefe yapıtlarını, özellikle Kantçı idealist ve göreci Charles Renouvier’nin yapıtlarını okudu.
Renouvier’yle tanışması James’in kişiliği ve düşünsel yaşamı için bir dönüm noktası oldu. Haziran 1869′da Harvard Tıp Okulu’ nu bitirdikten sonra, bir ara intiharı bile düşünmesine yol açan ruhsal bunalım yüzünden hekimliğe hemen başlayamadı. 1872′ye değin babasının evinde okumak ve ara sıra kitap tanıtma yazıları yazmak dışında hiçbir şey yapmaksızın, yarı hasta durumda yaşadı.
Kendi anlatımına göre, Renouvier’nin özgür irade üzerine yazdıklarını okuyarak ve “özgür iradeye dayalı ilk edimim, özgür iradeye inanmak olacak” kararıyla bu durumdan kurtuldu. Psikoloji çalışmaları. 1872′de Harvard College’a fizyoloji okutmanı olarak atanan James 1876′ya değin bu görevi sürdürdü.
Fizyoloji eğitiminin giderek fizyolojik psikoloji eğitimine dönüşme süreci James’i de etkiledi. Psikoloji bir zihin felsefesi olmaktan çıkıp bir laboratuvar bilimi niteliği kazanıyordu. Felsefe de kendi kabuğundan çıkıp yöntembilim alanında yenilikler arayan bir serüvene dönüşmekteydi. James’in 1878′de Alice H. Gibbens’le evlenmesi yaşamında yeni bir dönemin başlangıcı oldu.
Eski hastalıklarından kurtuldu ve heyecanla işine sarıldı. 1880′de bir psikoloji ders kitabı yazmak için sözleşme imzaladı. Tasarladığı yapıt ancak 10 yıl sonra 1890′da The Principles of Psychology (Ruhiyat, 1933, 1937, 2 cilt) adıyla yayımlanabildi. Ders kitabı ise iki yıl sonra, bu yapıt kısaltılarak hazırlandı. Alanında hem belirleyici hem de yenilikçi bir yapıt sayılan Principles psikolojide işlev- selci bakış açısını temellendirdi. James’in yaklaşımı geleneksel zihin bilimini biyolojik disiplinler içinde eritiyor ve düşünme ile bilgiyi yaşama mücadelesinin araçları olarak ele alıyordu. James ayrıca fiziksel süreçlerin zihinsel süreçler üzerindeki etkisini inceleyen psikofiziğin ilkelerinden de yararlandı ve özgür iradeyi savundu.
Dinle ilgisi. Principles’ı tamamladıktan sonra James’in psikolojiye ilgisi zayıfladı. ABD’deki ilk psikoloji laboratuvarının kurucusu olmasına karşın laboratuvar çalışmasından da hoşlanmıyordu. Felsefe ve din sorunlarıyla karşılaştırıldığında psikoloji ona sıkıcı geliyordu.
Tanrı’nın doğası ve varlığı, ruhun ölümsüzlüğü, özgür irade ve belirlenimcilik, yaşamın değerleri üzerine araştırmalarında geçmişteki savlar için kanıt aramak yerine yeni sonuçlara varmaya çalıştı. 1880′lerin sonlarında etik ve din dersleri vermeye başladı. Sonunda ölümden sonra yaşamın kanıtlanamayacağı vargısına ulaştı. Ama ona göre, dinsel deneyimin varlığı tanrısal bir varlığın göstergesiydi.
James, özgürlüğü, şeylerin rastlantısal bir araya gelişinden doğan belli bir kararsızlık olarak ele alıyordu. Buna göre geçmiş ve bugün, geleceğin nasıl olacağım kaçınılmaz biçimde belirlemiyordu. James bu görüşlerini, 1893-1903 arasında çeşitli deneme ve derslerinde dile getirdi, daha sonra çeşitli kitaplarında topladı. Bu yapıtları arasında en önemlileri The Will to Believe and Other Essays in Popular Philosophy’dir (1897; İnanma İstemi ve Herkes için Felsefe Denemeleri).
James doğal din üzerine Gifford Konferansları vermesi için Edinburgh Üniversite- si’nden aldığı çağrıyı ancak 1901-02′de yanıtladı. Bu konferansları hazırlamak birkaç yıl boyunca çalışmalarının odak noktasını oluşturdu. The Varieties of Religious Experience (1902; Dinsel Deneyimin Türleri) başlığıyla toplanan bu konferanslar, dindarlara bilimle ve bilimsel yöntemle çatışmayan, kendilerini savunabilecekleri bir malzeme sağladı.
Felsefe çalışmaları. James bundan sonra, her zaman ilgi duyduğu felsefe sorunlarına eğildi. Pragmatizm olarak bilinen yöntemin kuramını daha 1898′de California Üniversitesi’nde, felsefi kavramlar ve günlük yaşamdaki sonuçları üzerine verdiği bir konferansta dile getirmişti. Charles Sanders Peirce’ın 1870′lerin ortalarında bilimlerin mantığına uyguladığı sıkı bir çözümlemeden kaynaklanan bu kuramı genelleştiren James bilimsel, felsefi, siyasal, toplumsal ya da kişisel her düşüncenin anlamının ancak deneyimde yol açtığı sonuçlar dizisi içinde saptanabileceğini savundu.
Ona göre doğruluk ve yanlışlık, eğer gerçekten zihnin erişebileceği sınırlar içindeyse, bu sonuçlarla özdeşti. Dinsel deneyimi incelerken de pragmatik yaklaşımını sürdüren James, bu yaklaşımı değişim ve rastlantı, özgürlük, çeşitlilik, çoğulculuk ve yenilik kavramlarına da uyguladı. Reno- uvier’yi okuduğundan beri amaçladığı da buydu.
James monizme ve bütün gerçekliğin tek parça (adeta yapıştırılmış) olduğu savma karşı polemiklerinde de pragmatik ölçütü kullandı. Ayrıca her şeye sahip olmadan hiçbir şeye sahip olunamayacağı görüşüne, her türlü erekliliğe, durağanlığa ve tamamlanmışlık düşüncesine karşı bu ölçütü ileri sürdü.
California’da Stanford Üniversitesi’nden aldığı çağrı üzerine 1906 yılında burada dersler verdi. Aynı yıl Boston’da, sonradan Pragmatism: A New Name for Old Ways of Thinking (1907; Terbiye Muhasebeleri, 1931) adıyla basılacak Lovvell Konferansları’nı verdi. “Does Consciousness Exist?” (Bilinç Var mı?), . “The Thing and Its Relations” (Şey ve İlişkileri), “The Experi- ence of Activity” (Etkinlik Deneyimi) gibi denemeleri The Journal of Philosophy’de yayımlandı. Deneysel ve pragmatik yöntemin uzantısı olan bu denemeler, James’in ölümünden sonra derlenerek Essays in Radical Empiricism (1912; Köktenci Deneycilik Üzerine Denemeler) başlığıyla yayımlandı.
Bu yazılarda savunulan temel düşünce, şeyler arasında onları birleştiren ya da ayıran ilişkilerin, en azından o şeyler kadar gerçek olduğu, işlevlerinin de gerçek olduğu, dolayısıyla dünyadaki çatışma ve uyuşmaları açıklamak için gizli bir temel aramanın gerekli olmadığıydı.
Bu deneyci görüş köktenciydi, çünkü o güne değin deneyciler bile metafizik bir temele inanıyordu. James’in yaklaşımı, İngilizce konuşulan ülkelerde yeni bir yaşam biçiminin odağına yerleşirken kara Avrupa’sında pek benimsenmedi. İngiltere’de F. C. S. Schiller, ABD’de Dewey ve okulu, Çin’de de Hu Shih yeni felsefenin sözcülüğünü üstlendiler. James 1907′de Harvard’da son dersini verdi.
Pragmatizm üzerine konferanslarını ilkbaharda, Columbia Üniversitesi’nde geniş bir dinleyici kitlesi önünde tekrarladı. Bu konferanslardan kısa süre sonra, Ox- ford’daki Manchester College’da Hibbert Konferanslan’nı vermesi için çağrı aldı. 1909′da A Pluralistic Universe (Çokçu Bir Evren) adıyla basılan bu konferanslar, aynı temel tutumları, Essay’den daha sistematik ve daha az teknik bir biçimde dile getiriyordu. James’in bu konferansları bazı dinsel inançlarını da sergiliyordu; ölümünden sonra yayımlanan Some Problems in Philo- sophy’deki (1911; Bazı Felsefe Sorunları) bazı ipuçları James’in bu inançları zamanla yumuşatma eğiliminde olduğunu göstermektedir.
Yeniden ülkesine dönen James, gitgide artan sağlık sorunlarına karşın, bir bölümü Some Problems in Philosophy’de. yayımlanan yazıları üzerinde çalışmaya koyuldu.
Pragmatizm üzerindeki tartışmayla ilgili yazılarını da toplayarak The Meaning of Truth (1909; Hakikatin Anlamı) adıyla yayımladı. Sonunda iyice hastalandı. İyileşmek amacıyla çıktığı Avrupa gezisinden sonra New Hampshire’daki evine çekildi, 1910′da orada öldü
Kısaca Henry James Kimdir? Biyografisi
Henry James, (d. 15 Nisan 1843, New York kenti, ABD – ö. 28 Şubat 1916, Londra, İngiltere), ABD’li romancı. 1915′te İngiliz uyruğuna geçerek Angloamerikan kültürünün önemli bir kişisi olmuş, Daisy Miller (1879; Daisy Miller, 1963), The Portrait of a Lady (1881; Bir Hanımın Portresi), The Bostonians (1886; Bostonlular) ve The Ambassadors (1903; Büyükelçiler) gibi yapıtlarında Eski dünya’nın çürümüşlüğü ve bilgeliğiyle Yeni dünya’nın saflığı ve coşkunluğu arasındaki çatışmayı işlemiştir.
Gençlik yılları ve eserleri: Ağabeyi Williarn gibi James de çok küçük yaşta yurt dışına götürüldü, özel öğretmenler ve bakıcılar tarafından yetiştirildi. İki kardeş çocukluk yıllarını o dönemde hâla kapalı bir çevre olan Manhattan’da geçirdikten sonra ilkgençlik çağlarında Cenevre, Paris ve Londra’ya dönerek o dönemde pek az Amerikalıya nasip olan ölçüde yabancı dil öğrenme ve Avrupa’yı tanıma olanağını buldu.
İç Savaş arifesinde James ailesi Rhode Island’ın Newport kentine yerleşti. Henry hem orada, hem de henry-jamesdaha sonra Boston’da New England’ı yakından tanıdı. Gönüllü itfaiyecilik yaptığı sırada bel kemiğini inciterek birkaç yıl evden çıkamadı ve böylece İç Savaş’tan uzak kalmanın verdiği suçluluk duygusu biraz hafifledi.
Bir ara meslek edinmesi gerektiği düşüncesine kapıldı ve 19 yaşında Harvard Hukuk Okulu’na yazıldı, ama zamanını daha çok Sainte- Beuve, Balzac ve Havvthorne gibi yazarları okumakla geçirdi. İlk öyküsü iki yıl sonra New York’ta çıkan Continental Monthly’de imzasız olarak, ilk kitap eleştirileri ise North American Review’da yayımlandı. William Dean Howells Atlantic Monthly’nin {The Atlantic) yayın yönetmeni olunca James’i destekledi ve yazılarını düzenli olarak yayımladı; ikisi birlikte Amerikan gerçekçiliğinin sözcüsü oldular.
Yirmi beş yaşına ulaştığında James, ABD’nin en yetenekli öykü yazarlarından biri sayılıyor, ama olaylardan çok, zihinsel yaşamı yazma eğilimi yüzünden eleştiriliyordu. Bu ilk dönem öykülerinde Newport ve Saratoga’daki varlıklı çevrelerin yaşamlarını yansıttı ve yer yer George Sand ve Prösper Merimee’nin etkisinde kaldı. İngiliz yazarlardan George Eliot’ı, ABD’li yazarlardan Hawthorne’u örnek alıyordu. Yoğun bir çıraklık dönemi geçirdi.
Roman yazmaya girişmeden önce 10 yıl kadar öyküler, kitap eleştirileri ve makaleler yazdı. Yazarlık geleneğinin parçası olan bir de “büyük gezi” yaptı. 1869′da yetişkin olarak ilk kez Avrupa’ya gitti. İngiltere, Fransa ve İtalya’da geçirdiği yıllar, ömrü boyunca hep bildik yerlere yapacağı gezilerin yolunu çizdi. James hiç evlenmedi. Arkadaş canlısı ve toplum yaşamını seven biri olmakla birlikte uzun süre insanlarla ilişkilerinde “mesafeli” davranmaya ve herhangi bir bağlantıya girmemeye özen gösterdi.
Yazarlık yaşamının ilk dönemi: Kozmopolit bir ortamda yetişen ve Avrupa’nın çekiciliğine kapılan James, ABD’de yaşayıp çalışmayı denemek için büyük çaba gösterdi. iki yılını Boston’da, iki yılını Avrupa’da (daha çok Roma’da) ve bir kışı da New York kentinde para için yazarak geçirdikten sonra, yurtdışında daha iyi yazacağına ve daha kolay yaşayacağına karar verdi. Böylece uzun yurtdışı yaşamına başlayan James, 1875′te Tiber Irmağının kıyılarında yaşayan Amerikalı bir heykelcinin tutkularıyla sanatı arasındaki mücadeleyi anlatan Roderick Hudsonı yayımladı. Ardından gezi yazılarından oluşan Transatlantic Sketches (1875; Okyanusaşırı Notlar) ve bir masal kitabı basıldı. İzleyen 40 yıl içinde de 100 dolayında yapıtı yayımlandı.
1875-76 yıllarında Paris’te yaşayan James, New York Tribune’a edebi ve güncel yazılar yazdı; ayrıca The American (1877; Amerikalı) adlı romanı üzerinde çalıştı. Yapıtlarına değer verdiği Rus romancı Turgenyev’le tanıştı ve onun aracılığıyla Flaubert’in çevresinde toplanan edebiyatçılara katıldı.
Burada Edmond de Goncourt, Emile Zola, Daudet ve yapıtları henüz yayımlanmamış olan Guy de Maupassant ile tanıştı. James, Fransız yazarlardaki yoğunluğu seviyor, ama onların “kirli” konularını beğenmiyordu. Daha çok Turgenyev’e yakınlık duydu; romancının “öykü”ye fazla önem vermesi gerekmediği, karaktere ağırlık vererek roman kahramanının yaşantısına varabileceği yolundaki görüşüne ondan destek buldu. Fransa’yı çok sevmesine karşın, bu ülkede sürekli yabancı kalacağı duygusuna kapılarak 1876′nm sonunda Londra’ya gitti. 1878′de, Roma’da bir Amerikalının aşk öyküsü olan Daisy Miller’ı yayımlayarak uluslararası üne ulaştı.
James’in ünü Amerikan kadını üzerine çok yönlü çalışmalarına dayanıyordu. Bir dizi nükteli öyküsünde, Avrupa toplumunda Amerikan ölçülerine göre yaşamakta direnen, “kendi kendini yetiştirmiş”, cesur ve atılgan Amerikalı tipini yansıtmıştı. 1881′de yayımladığı The Portrait of a Lady adlı başyapıtıyla yazarlık yaşamının bu dönemini kapattı.
Roman Avrupa’ya Albany’den gelen genç bir kadının bütün taşralılığının ve iddialı görünümünün yanında bağımsızlık duygusunu, “özgür ruhu”nu ve Victoria dönemi değerleri çerçevesinde yalnızca evlenilebile- cek bir nesne olarak görülmeye direnişini anlatıyordu. İngiltere ve İtalya’daki Amerikalıların yaşamını yansıtmakta çağdaş roman tarihinde benzeri bulunmayan yapıt hem tümüyle bencil bir grup insanı inceliyor, hem de Amerikan karakterini keskin bir gözle değerlendiriyordu. Roman Amerikan mitosunu içeriyor, tarihsel körlük ve gururla çevrili bir özgürlük ve eşitlik ülküsüne, sık sık cömertliğe dönüşen bir kişisel çıkar duygusuna ve bu cömertliğin güç kullanımı olarak yorumlanmasının yol açtığı incinme duygusuna yer veriyordu. James kişisel ilişkilerdeki güç öğesini derinden kavramış bir yazardı.
Yazarlık yaşamının ikinci dönemi: 1880′lerde James toplumsal reformcuları ve devrimcileri konu alan The Bostorıians ve The Princess Casamassima (1886; Prenses Casamassima) adlı iki roman yazdı. Birincisinde Kuzey’de yaşayan bir Güneylinin tutucu erkekçiliğiyle öfkeli bir kadın hakları savunucusu arasındaki mücadeleyi inceledi. Dar kafalıların, geçici heveslilerin, idealist yenilikçilerin incelendiği The Bostornans döneminin en kapsamlı Amerikan toplumsal romanıydı.
The Princess Casamassima’ da ise James, o yıllardaki anarşist şiddeti ele aldı ve devrimle oyun oynayan ama sonunda devrimin kurbanı olan birinin mücadelesini anlattı. Bunları izleyen The Tragic Muse’da (1890; Trajik Esin Perisi) Londra ve Paris’teki resim ve tiyatro çevrelerini, sanatla “dünya” arasındaki çatışmayı konu aldı. 1890-95 arasında tiyatroda başarı kazanmaya çalıştıysa da amacına ulaşamadı; daha sonra da bu alandaki deneyimini romana uyarlamaya uğraştı
. Bu çabanın sonucunda tümüyle değişen anlatım yöntemlerini The Spoils of Poynton (1897; Poynton’un Ganimeti), What Maisie Knew (1897; Maisie’nin Bildiği), The Turn of the Screw (1898; Yürek Burgusu, 1988), İn the Cage (1898; Kafeste) ve The Awkward Age’de (1899; Garip Çağ) uyguladı. “Görüntü” ile dramatik sahneyi dönüşümlü olarak kullanmak, belirli bir bakış açısını korumak, bazı bilgileri okurdan saklamak, yalnızca kahramanların gördüklerini söylemek gibi yöntemlere başvurdu. Bu dönemde daha çok çocukların ahlaki eğitimini ve bilinçlenmesini konu aldı; gerçekte bu öteden beri işlediği yozlaştıran bir dünyada masumluk temasının İngiltere’ye uygulanışıydı.
Yazarlığının son dönemi: Bu “geçiş” döneminin deneyimleriyle James yüzyılın başında 20. yüzyıl romanının yolunu açan üç büyük roman yazdı. Yazarlığa kalabalık yaşam sahnesini inceden inceye betimleyen bir gerçekçi olarak başlamıştı. Olgunluk döneminde ise sahneyi görece boş bırakarak küçük bir grup insanı gergin bir durumda ele aldı ve çeşitli bakış açılarından geçmişe dönerek bu insanların öykülerini anlattı. Bu arada konularım da genişleterek dar bir çerçeve içinde kişisel amaçları ve bireyler arasındaki sorunları incelemek yerine insanların kimliklerini bulma, varlıklarını sürdürme mücadelesi verdikleri bir toplum ve uygarlık anlayışına yöneldi.
Üç romandan ilki olan The Ambassadors Avrupa’daki Amerikalıların davranışlarını ince, nükteli bir dille ele alan bir yüksek komedi örneğiydi. Romanda orta yaşlı bir Amerikalı, varlıklı ailesine göre yurtdışında çok uzun süre kalmış zengin bir genci Massachusetts’in sanayi kentlerinden birine geri getirmek için Paris’e gidiyor ve olayları gittikçe daha iyi algılamaya ve kavramaya başlıyordu. Roman ayrıca New England’ın katılıklarıyla Avrupa’nın esnek ahlak ölçülerini karşılaştırıyordu. Dizinin ikinci kitabı The Wings of Dove (Güvercin Kanatlan), The Ambassadors’dan sonra yazılmasına karşın 1902′de yayımlandı. Londra ve Venedik’te geçen bu çok dokunaklı roman iyi niyetli ama aynı zamanda gururları ve akıllarıyla saldırganlaşabilen kişilere ilişkin güçlü bir incelemeydi. The Golden Bowl ise (1904; Altın Kâse) temelde dört kişi arasında geçiyor ve bir zina olayını konu alıyordu. Birinci bölümde olaylar aristokrat kocanın, ikinci bölümde ise gittikçe bilinçlenen karısının bakış açısından anlatılıyordu.
Üç romanda da temalarmdaki melodramatik öğe kadar olay örgüsüne ve karaktere bağımlılığı aşan bir nitelik vardı. Üçünde de bazı kusurları olan bir uygarlığın ancak insanın özel yaşamını ve özgürlüğünü kabul ederek, ahlaki ve manevi denetime yeterince önem vererek ayakta kalabileceği vurgulanıyordu. Bu romanlar yalnızca Batı toplumlarının ayakta kalma biçimlerinin felsefi bir incelemesini değil, aynı zamanda, toplumsal bir ahlak anlayışını da içeriyordu. Buna göre Batılı insan, ne kadar kusurlu olursa olsun, onu kaostan kurtaran kalıp ve gelenekleri geliştirmeli, birlikte yaşadığı nesnelerin ve yapıların değerini bilmeliydi.
James ancak ileri yaşlarında çeşitli kurumlar tarafından onurlandırıldı. Oxford ve Harvard üniversiteleri kendisine onursal doktorluk unvanı verdi. Ulusal Sanat ve Edebiyat Enstitüsü üyeliğine ve 1905′te Amerikan Sanat ve Edebiyat Akademisi üyeliğine seçildi. 1915′te İngiliz uyruğuna geçerek I. Dünya Savaşı’nda olanca gücüyle ingiltere’yi destekledi. Bunun üzerine Kral V. George’dan Liyakat Nişanı aldı. Ölümünden sonra külleri ABD’ye götürülerek, Cambridge’deki aile mezarlığına gömüldü.
Değerlendirme. Henry James Amerikan edebiyat tarihinin en uzun süre yazan, en verimli ve en etkili yazarlarından biriydi. Baştan beri ustası olduğu düzyazı sanatını getirdiği yeniliklerle zenginleştirdi; biçimini genişletti ve ona son derece özgün bir üslubun ve yöntemin damgasını vurdu. Elli bir yılda 20 roman, 112 öykü, 12 oyun, gezi ve eleştiri kitapları, ayrıca gazetelere birçok edebi makale yazdı. Yalnızca büyük bir usta değil, okyanusaşırı kültürün de önde gelen kişiliklerinden biriydi. Yurtdışındaki Amerikalı efsanesini biçimlendirdi ve bu efsaneyi ustası olduğu “uluslararası roman”a kattı. Yabancı ve aristokrat bir kültürle karşı karşıya gelen demokratik ve bereketli bir Amerika’ya ilişkin gözlemleriyle, ABD’nin olgunlaşarak 20. yüzyılda bir dünya devleti olarak karşılaşacağı ahlaki sorunları önceden sezdi.
Yaşadığı dönemde sınırlı bir okur çevresi vardı. 1943′te doğumunun 100. yıl kutlamalarından sonra yapıtlarına duyulan ilgi arttı ve gittikçe daha çok okur kazandı. Yapıtları pek çok dile çevrildi ve 1960′ların sonundan başlayarak roman sanatının en büyük ustalarından biri kabul edildi. İçsel yaşamı yansıtmasıyla 20. yüzyılda gelişen “bilinç akışı” tekniğinin öncülerinden oldu. İngiliz ve Amerikalı eleştirmenler tarafından yazarlık yaşamının başında bir “betimleyici”, sonunda ise modern bir izlenimci ve simgeci olan büyük bir yaratıcı olarak kabul edilir. Temel kavramlarının çoğunu ondan alan çağdaş roman eleştirmenlerince bu alandaki en büyük kuramcı sayılmış, James Joyce, Graham Greene, Joseph Conrad, Virginia Woolf gibi birbirlerinden çok farklı yazarları etkilemiştir. Leon Edel’in hazırladığı The Life of Henry James (1953-72; 5 cilt) kapsamlı bir yaşamöyküsüdür.
DİĞER ÖNEMLİ ESERLERİ :
Romanları: Watch and Ward (1878; Nöbet ve Koğuş), The Europeans (1878; Avrupalılar), Confiderıce (1879; Güven), Washington Square (1880; Washington Meydanı. 1983), The Reverberator (1888; Yankılayıcı), The Other House (1896; Öbür Ev), The Sacred Fount (1901; Kutsal Pınar), The Ivory Tower (1917; Fildişi Kule). The Sense of the Past (1917; Geçmiş Duygusu).
Öyküleri: A Passionate Pilgrim urıd Other Tales (1875; Tutkulu Yolcu ve Başka Öyküler), An International Episode (1879; Uluslararası Bir Ölay), The Madonna of the Future and Other Tales (1879; Geleceğin Meryem’i ve Başka Öyküler), The Diary of a Man of Fifty (1880; Elli Yaşında Bir Adamın Güncesi), The Siege of London (1883; Londra Kuşatması), Tales of Three Cities (1884; Üç Kentin Öyküsü), The Author of Beltraffio (1885; Beltraffio’nun Yazarı), The Aspern Papers (1888; Aspern Yazıları). A London Life (1889; Londra’da Bir Yaşam), The Lesson of the Master (1892; Ustanın Dersi), The Private Life (1893; Özel Yaşam), Terminations (1895; Bitişler), Embar- rassments (1896; Sıkılmalar), The Soft Side (1900; Yumuşak Yan), The Better Sort (1903; İyi Çeşit), Julia Bride (1909; Gelin Julia), The Finer Grain, Jesse ve Frank (1910; İnce Tane), The Outcry (1911; Çığlık).
Oyunları: Daisy Miller (1883), The American (1891; Amerikalı), Theatricals (1894; Amatörler İçin Oyunlar), Guy Domville (1895), Theatricals:Second Series (1894; Amatörler İçin Oyunlar:İkinci Dizi), The High Bid (1908; Yüksek Teklif).
Edebiyat ve sanat incelemeleri: French Poets and Novelists (1878; Fransız Şair ve Romancıları), Hawthorne (1879), The Art of Fiction (1884; Kurmaca Sanatı), Notes on Novelists (1914; Romancılar Üzerine Notlar), Notebooks (1947; Defterler).
Kısaca Giulio Caccini Kimdir? Biyografi
Kısaca Giulio Caccini Kimdir? Biyografi
Caccini, Giulio, giulio romano olarak da bilinir (d. y. 1550, Roma – gömülüşü 10 Aralık 1618, Floransa), 1600 dolaylarında İtalya’da ortaya çıkan monodik müziğin yerleşmesi ve yaygınlaşmasında şarkılarıyla büyük rol oynayan İtalyan şarkıcı ve besteci.
Roma’daki ilk yılları konusunda bilgi azdır. Anlaşıldığı kadarıyla, koruyucusu I. Cosimo de Medici ile birlikte 1574′te Floransa’ya gitmeden önce bir süre Giovan- ni Animuccia ile çalıştı. 16. yüzyılın son 20 yılı içinde Kont Giovanni Bardi’nin Came- rata(*) grubu ile yakın ilişki içinde oldu. Saraydaki mask oyunlarında (bunlardan bazısı için müzik de besteledi) çalıp söylediği sırada yetkinleştirdiği yeni şarkı anlayışını Le nuove musiche’de (1602; Yeni Müzik) ortaya koydu. Bu yapıt, temelde solo mad- rigallerle aryalardan oluşmakta ve önemli bir açıklayıcı giriş bölümünü içermekteydi.
Caccini’nin yeni tarzı en yalın biçimiyle madrigallerde görülür. Bunlarda, sözcük- lerdeki ses iniş çıkışlarına titizlikle uyan ve süslemelerle etkisi artırılan zarif ve yumuşak vokal müzik öne çıkarken, o dönemde yeni bulunmuş olan sürekli bastan yararlanılarak yaratılan, diyatonik armoniye dayalı akorlu eşlik geride kalır.
Bunu izleyen 30 yıl boyunca öbür İtalyan bestecileri monodi tarzını benimsediler. Caccini de iki derleme daha hazırladı. 1600′de Jacopo Peri’nin Euridice’smm librettosunu kullanarak ayrı bir opera besteledi. Bu opera 1602′de Floransa’da sahnelendi.
Caccini, Giulio, giulio romano olarak da bilinir (d. y. 1550, Roma – gömülüşü 10 Aralık 1618, Floransa), 1600 dolaylarında İtalya’da ortaya çıkan monodik müziğin yerleşmesi ve yaygınlaşmasında şarkılarıyla büyük rol oynayan İtalyan şarkıcı ve besteci.
Roma’daki ilk yılları konusunda bilgi azdır. Anlaşıldığı kadarıyla, koruyucusu I. Cosimo de Medici ile birlikte 1574′te Floransa’ya gitmeden önce bir süre Giovan- ni Animuccia ile çalıştı. 16. yüzyılın son 20 yılı içinde Kont Giovanni Bardi’nin Came- rata(*) grubu ile yakın ilişki içinde oldu. Saraydaki mask oyunlarında (bunlardan bazısı için müzik de besteledi) çalıp söylediği sırada yetkinleştirdiği yeni şarkı anlayışını Le nuove musiche’de (1602; Yeni Müzik) ortaya koydu. Bu yapıt, temelde solo mad- rigallerle aryalardan oluşmakta ve önemli bir açıklayıcı giriş bölümünü içermekteydi.
Caccini’nin yeni tarzı en yalın biçimiyle madrigallerde görülür. Bunlarda, sözcük- lerdeki ses iniş çıkışlarına titizlikle uyan ve süslemelerle etkisi artırılan zarif ve yumuşak vokal müzik öne çıkarken, o dönemde yeni bulunmuş olan sürekli bastan yararlanılarak yaratılan, diyatonik armoniye dayalı akorlu eşlik geride kalır.
Bunu izleyen 30 yıl boyunca öbür İtalyan bestecileri monodi tarzını benimsediler. Caccini de iki derleme daha hazırladı. 1600′de Jacopo Peri’nin Euridice’smm librettosunu kullanarak ayrı bir opera besteledi. Bu opera 1602′de Floransa’da sahnelendi.
Kısa Mehmet Akif Ersoy Şiirleri
İstiklal marşımızın yazarından diğer eşsiz şiirler;
Kıssadan Hisse Şiiri
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi
Mehmet Akif Ersoy
Ahlakımız Yükselmeli Şiiri
Sade bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:
Bir halas imkanı var: Ahlakımız yükselmali,
Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...
Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız.
Mehmet Akif Ersoy
Gönülle Başbaşa Şiiri
Dudakları bir dal ateş, mercan gibi
Bakışları masum bir heyecan gibi
Yürürken titriyen o narin endamı
Pembe bir gül açmış taze fidan gibi
Fark edemiyorum gözle gördüğümü
Saçlarında bağlı aşkın kör düğümü
Bir tatlı rüya mı, bir canlı büyü mü?
Elim dokunuyor, fakat yalan gibi...
Mehmet Akif Ersoy
MEHMET AKİF ERSOY BİRLİK ŞİİRİ
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Mehmet Akif Ersoy Eser Şiiri
Bir insan öldü mü ondan kalacak eseri,
Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri.
Mehmet Akif Ersoy - Duygusuz Olmak
Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok;
Öyle salgınmış ki me'lun: Kurtulan bir ferd yok!
Kendi sağlam... Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!
Mehmet Akif Ersoy - Azmine Sarıl şiiri
Ye's öyle bir bataktır ki,
Düşersen boğulursun
Azmine sarıl sımsıkı
Bak ne olursun
Mehmet Akif Ersoy
Ah O Din Nerde
Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;
O yerin gökten inen dini, hayatın dini?
Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek?
Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek!
Mehmet Akif Ersoy
Kıssadan Hisse Şiiri
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
'Tarih'i 'tekerrür' diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi
Mehmet Akif Ersoy
Ahlakımız Yükselmeli Şiiri
Sade bir sözdür fakat hikmetlerin en mücmeli:
Bir halas imkanı var: Ahlakımız yükselmali,
Yoksa pek korkunç olur katmerleşip hüsranımız...
Çünkü hem dünya gider, hem din, eğer yapmazsanız.
Mehmet Akif Ersoy
Gönülle Başbaşa Şiiri
Dudakları bir dal ateş, mercan gibi
Bakışları masum bir heyecan gibi
Yürürken titriyen o narin endamı
Pembe bir gül açmış taze fidan gibi
Fark edemiyorum gözle gördüğümü
Saçlarında bağlı aşkın kör düğümü
Bir tatlı rüya mı, bir canlı büyü mü?
Elim dokunuyor, fakat yalan gibi...
Mehmet Akif Ersoy
MEHMET AKİF ERSOY BİRLİK ŞİİRİ
Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz.
Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;
Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun,
Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun.
Şu karşımızdaki mahşer kudursa, çıldırsa,
Denizler ordu, bulutlar donanma yağdırsa,
Bu altımızdaki yerden bütün yanardağlar
Taşıp da kaplasa âfakı bir kızıl sarsar,
Değil mi cephemizin sinesinde iman bir;
Sevinme bir, acı bir, gaye aynı, vicdan bir;
Değil mi ortada bir sine çarpıyor, yılmaz,
Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz!
Mehmet Akif Ersoy Eser Şiiri
Bir insan öldü mü ondan kalacak eseri,
Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri.
Mehmet Akif Ersoy - Duygusuz Olmak
Duygusuz olmak kadar dünyada lakin derd yok;
Öyle salgınmış ki me'lun: Kurtulan bir ferd yok!
Kendi sağlam... Hissi ölmüş, ruhu ölmüş milletin!
İşte en korkuncu hüsranın, helakin, haybetin!
Mehmet Akif Ersoy - Azmine Sarıl şiiri
Ye's öyle bir bataktır ki,
Düşersen boğulursun
Azmine sarıl sımsıkı
Bak ne olursun
Mehmet Akif Ersoy
Ah O Din Nerde
Ah o din nerde, o azmin, o sebatın dini;
O yerin gökten inen dini, hayatın dini?
Bu nasıl dar, ne kadar basmakalıp bir görenek?
Müslümanlık mı dedin? ... Tövbeler olsun, ne demek!
Mehmet Akif Ersoy
Kısaca Mehmet Akif Ersoy Kimdir Hayatı
Kısaca Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı, Şiirleri
Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı
İstiklâl Marşı’mızın şairi olan Mehmet Âkif, 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi Emine Şerife Hanım, babası ipekli Tahir Efendi’dir, ilk öğrenime Emir Buhari Mahalle Okulunda başlayıp ilk ve orta öğreniminâen sonra Mülkiye Mektebine devam etti.
Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mülkiyeyi bırakıp Baytar (Veteriner) Mektebine gitti. Okulunu birincilikle bitirip Ziraat Bakanlığında baytar (veteriner) olarak görev yaptı. Dört sene Rumeli’de, Anadolu’da ve Arabistan’da bulaşıcı hayvan hastalıklarını iyileştirmek için görev yaptı. 1893-1913 yılları arasında memur olarak çalıştı. Memurluk hayatına başladıktan sonra öğretmenlik yaparak, şiir yazarak edebiyatla ilgili çalışmalarına devam etti. ilk şiirini 1908 yılında Sırat-ı Müstakim Dergisinde yayınladı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Berlin ve Arabistan’a gitti. Berlin’deyken Çanakkale Savaşı başladı. Mehmet Âkif, Berlin’de o günlerin acı ve üzüntülerini yaşamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşması’yla sona ermesinden sonra düşmanlar Anadolu’yu parçalayıp paylaşmak için işgal etmeye başladılar. Harpten yorgun ve yoksul çıkan Türk ulusu, yurdunu kurtarmak için Atatürk’ün önderliğinde yeniden silaha sarıldı.
Mehmet Âkif, vatanı savunmanın ve özgürlüğünün önemini anlatmak için camilerde hutbeler okuyarak halkı savaşmaya çağırdı, Anadolu’da Ulusal Mücadele’nin yayılması üzerine İstanbul’dan vapurla inebolu’ya geçti. Oradan Ankara’Oa geldi, Konya isyanında, isyanın bastırılması için uğraş verdi. Tekrar Ankara’ya döndü, Ankara’dan Kastamonu’ya gelerek Nasrullah Camisi’nde halkı yurt savunmasına çağıran vaazlar verdi. Bu vaazler çoğaltılıp yurt geneline dağıtıldı,
1920 tarihinde Burdur’dan Milletvekili seçilerek Birinci Büyük Millet Meclisinde görev yaptı. 1 7 Şubat 1921 tarihinde istiklal Marşı’nı yazdı. TBMM de 12 Mart 1921 tarihinde bu marşı, ulusal marş olarak kabul etti. 1923 yılında Mısır’a gitti, Kış mevsiminde Mısır’da, yaz mevsiminde istanbul’aa bulundu. 1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi. Bu sıralarda siroz hastalığına yakalandı.
Hastalığının hava değişimiyle geçeceğini düşünerek Lübnan’a gitti. 1936 yılının Ağustos ayında Antakya’ya geldi, Mısır’a hasta olarak gitti, Hastalık onu iyice yıpratmış, zayıflatmıştı, istanbul’a gelerek hastaneye yattı ve tedavi gördü, Ancak hastalığın ilerlemesi önlenemedi. 27 Aralık 1936 yılında öldü, Kabri İstanbul’da Edirnekapı Mezarlığı’ndadır
Mehmet Akif Ersoy’un Hayatı
İstiklâl Marşı’mızın şairi olan Mehmet Âkif, 1873 yılında İstanbul’da doğdu. Annesi Emine Şerife Hanım, babası ipekli Tahir Efendi’dir, ilk öğrenime Emir Buhari Mahalle Okulunda başlayıp ilk ve orta öğreniminâen sonra Mülkiye Mektebine devam etti.
Babasının ölümü ve evlerinin yanması üzerine mülkiyeyi bırakıp Baytar (Veteriner) Mektebine gitti. Okulunu birincilikle bitirip Ziraat Bakanlığında baytar (veteriner) olarak görev yaptı. Dört sene Rumeli’de, Anadolu’da ve Arabistan’da bulaşıcı hayvan hastalıklarını iyileştirmek için görev yaptı. 1893-1913 yılları arasında memur olarak çalıştı. Memurluk hayatına başladıktan sonra öğretmenlik yaparak, şiir yazarak edebiyatla ilgili çalışmalarına devam etti. ilk şiirini 1908 yılında Sırat-ı Müstakim Dergisinde yayınladı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Berlin ve Arabistan’a gitti. Berlin’deyken Çanakkale Savaşı başladı. Mehmet Âkif, Berlin’de o günlerin acı ve üzüntülerini yaşamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın 1918 yılında Mondros Ateşkes Antlaşması’yla sona ermesinden sonra düşmanlar Anadolu’yu parçalayıp paylaşmak için işgal etmeye başladılar. Harpten yorgun ve yoksul çıkan Türk ulusu, yurdunu kurtarmak için Atatürk’ün önderliğinde yeniden silaha sarıldı.
Mehmet Âkif, vatanı savunmanın ve özgürlüğünün önemini anlatmak için camilerde hutbeler okuyarak halkı savaşmaya çağırdı, Anadolu’da Ulusal Mücadele’nin yayılması üzerine İstanbul’dan vapurla inebolu’ya geçti. Oradan Ankara’Oa geldi, Konya isyanında, isyanın bastırılması için uğraş verdi. Tekrar Ankara’ya döndü, Ankara’dan Kastamonu’ya gelerek Nasrullah Camisi’nde halkı yurt savunmasına çağıran vaazlar verdi. Bu vaazler çoğaltılıp yurt geneline dağıtıldı,
1920 tarihinde Burdur’dan Milletvekili seçilerek Birinci Büyük Millet Meclisinde görev yaptı. 1 7 Şubat 1921 tarihinde istiklal Marşı’nı yazdı. TBMM de 12 Mart 1921 tarihinde bu marşı, ulusal marş olarak kabul etti. 1923 yılında Mısır’a gitti, Kış mevsiminde Mısır’da, yaz mevsiminde istanbul’aa bulundu. 1926 yılından itibaren Mısır Üniversitesinde Türkçe dersleri verdi. Bu sıralarda siroz hastalığına yakalandı.
Hastalığının hava değişimiyle geçeceğini düşünerek Lübnan’a gitti. 1936 yılının Ağustos ayında Antakya’ya geldi, Mısır’a hasta olarak gitti, Hastalık onu iyice yıpratmış, zayıflatmıştı, istanbul’a gelerek hastaneye yattı ve tedavi gördü, Ancak hastalığın ilerlemesi önlenemedi. 27 Aralık 1936 yılında öldü, Kabri İstanbul’da Edirnekapı Mezarlığı’ndadır
Kısaca Gay Lussac Kimdir? Biyografisi
Kısaca Gay Lussac Kimdir? Biyografisi
GAY LUSSAC (1778-1850) (Fizik)
Fransız fizikçisi ve kimyacısıdır. Öğrenimini Paris Ecole Polytechnique’de tamamladı. 1809′da bu okulun kimya profesörü oldu. Sonra Sourbonne’da fizik hocalığı yaptı. 1832 yılından ölümüne kadar Jardin des Plantes’ta kimya profesörü olarak çalıştı.
Gay Lussac, özellikle gazların fiziki özellikleri ile yaptığı çalışmalarla tanınmış ve gazlarla ilgili Gay Lussac kanununu ortaya atmıştır.
1802′de sıcaklıkları aynı derecede yükselen gazların belirli bir hacimde yayılacağını öne sürerek gazların genleşmesi ile ilgili kanunları buldu. Daha sonra buharları inceledi ve bunların yoğunluklarını ouldu. 1804′te atmosferi incelemek için biri Biot’te atmosferi incelemek için biri Biot’la birlikte olmak üzere iki kere balonla havaya yükseldi ve atmosferi inceledi.
Alexander von Humbold’la birlikte suyun iki hidrojen hacmi ile bir oksijen hacminden meydana geldiğini ispatladı. 1807′de kılcallık teorisinin sonuçları üzerinde çalışmalar yaptı ve bunları doğruladı. 1808 yılında Thenard adlı bilginle alkaliler üzerine demir tozu etkisiyle potasyum ve sodyum elde ettiler. 1809′da flüorosilik ve lüoroborik asitlerini buldular.
1815 yılında siyanhidrik asidi ve siyanojeni buldu. 1816 yılında Gay Lussac sifonlu barometresini e alkol ölçeri yaptı. 1842 yılında ise gaz süzme âletini icat etli ve kullandı.
1806 yılında Fransız Fen Akademisi’ne üye seçilen Gay Lussac, 1831 de milletvekili seçilmiş, 1839′da Kral Louis Philippe tarafından asalet unvanı almıştır.
GAY LUSSAC (1778-1850) (Fizik)
Fransız fizikçisi ve kimyacısıdır. Öğrenimini Paris Ecole Polytechnique’de tamamladı. 1809′da bu okulun kimya profesörü oldu. Sonra Sourbonne’da fizik hocalığı yaptı. 1832 yılından ölümüne kadar Jardin des Plantes’ta kimya profesörü olarak çalıştı.
Gay Lussac, özellikle gazların fiziki özellikleri ile yaptığı çalışmalarla tanınmış ve gazlarla ilgili Gay Lussac kanununu ortaya atmıştır.
1802′de sıcaklıkları aynı derecede yükselen gazların belirli bir hacimde yayılacağını öne sürerek gazların genleşmesi ile ilgili kanunları buldu. Daha sonra buharları inceledi ve bunların yoğunluklarını ouldu. 1804′te atmosferi incelemek için biri Biot’te atmosferi incelemek için biri Biot’la birlikte olmak üzere iki kere balonla havaya yükseldi ve atmosferi inceledi.
Alexander von Humbold’la birlikte suyun iki hidrojen hacmi ile bir oksijen hacminden meydana geldiğini ispatladı. 1807′de kılcallık teorisinin sonuçları üzerinde çalışmalar yaptı ve bunları doğruladı. 1808 yılında Thenard adlı bilginle alkaliler üzerine demir tozu etkisiyle potasyum ve sodyum elde ettiler. 1809′da flüorosilik ve lüoroborik asitlerini buldular.
1815 yılında siyanhidrik asidi ve siyanojeni buldu. 1816 yılında Gay Lussac sifonlu barometresini e alkol ölçeri yaptı. 1842 yılında ise gaz süzme âletini icat etli ve kullandı.
1806 yılında Fransız Fen Akademisi’ne üye seçilen Gay Lussac, 1831 de milletvekili seçilmiş, 1839′da Kral Louis Philippe tarafından asalet unvanı almıştır.
Sigmund Freud Kimdir? Teorileri Eserleri
Sigmund Freud Kimdir? Teorileri Eserleri
SİGMUND FREUD (1856-1939)
(Psikoloji)
Avusturyalı hekim, Psikanalizm ekolünün kurucusudur.
Şahsiyet anlayışı: Freud’a göre insan zihninde şahsiyeti oluşturan üç tabaka vardır. Ben (ego), sosyal ben (süperego), Bilinç ve bilinçaltı.
Bilinç tabakası ben ve sosyal benin ortaklaşa oluşturduğu bir tabakadır Ben (ego) sosyal değerlere uygun olarak bilinci oluşturur.
Freud’a göre insan kişiliğini bilinçaltı (altben) oluşturur. Bilinçaltı bilinci de içine alan geniş bir dairedir. Akıl hastalıklarının nedeni bilinçle bilinçaltının çatışmasından oluşur Bilinçaltında itilmiş fiiller vardır. Bu itilmiş fiiller tatmin olma yollarını arar.
sigmundfreudPsikanalist Görüşü: Psikanalizm psikolojinin tıbba uygulanmasından doğmuştur. Kurucusu S. Freud’dur. Psikolojide kendisinden sonra gelen psikologları etkilemiştir. Akıl hastalıklarının tedavisinde halen Freud’”un görüşleri geçerlidir. Freud psikanalist görüşüne uygun olarak iki metot geliştirmiştir. Hipnotizma ve serbest çağrışım metodları. Hipnotizma metoduyla hasta kişinin bilinçaltındaki itilmiş fiiller açığa çıkarılır. Serbest çağrışımda kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumu ortaya çıkarır.
Freud’a göre şahsiyetin temelini cinsel içgüdü oluşturur. Akıl hastalıklarının nedeni de cinsiyet içgüdüsüne bağlar. Ona göre çocukluk döneminde üç evre vardır. Oral anal, genital evrelerdir.
Freuda göre toplumu meydana getiren Libido (cins*l enerji)dir. Cins*l enerji (libido) ise toplumsal olaylar arasında bağ kurar. Ona göre toplumları, toplumsal hayatı doğuran “libido veya erostur.” Toplumsal zümreleri birbirine bağlayan, büyük toplumların meydana gelmesinde de etkin rol oynayan libidodur.
S. Freud, psikanalizm alanındaki başarısını toplumsal alanda göstermiştir. Çeşitli sosyologlar tarafından eleştirilere uğramıştır.
Sigmund Freud’un eserleri:
1- Psikanaliz Hakkında Beş Konferans (1921), 2- Leonarda de Vinci’nin Bir Çocukluk Hatırası (1921), 3- Totem ve Tabu (1913), 4- Psikanaliz’e Giriş (1918), 5- Haz Prensibinin Ötesinde (1920), 6- Kollektif Psikoloji (1921) 7- Ben ve Altben (1923), 8- Hayatım ve Psikanaliz (1932), 9- Psikanaliz Üzerinde Yeni Konferanslar (1932), 10- Hitler’ın Psikanalizi (Anna Freud ile birlikte yazılmıştır.)
SİGMUND FREUD (1856-1939)
(Psikoloji)
Avusturyalı hekim, Psikanalizm ekolünün kurucusudur.
Şahsiyet anlayışı: Freud’a göre insan zihninde şahsiyeti oluşturan üç tabaka vardır. Ben (ego), sosyal ben (süperego), Bilinç ve bilinçaltı.
Bilinç tabakası ben ve sosyal benin ortaklaşa oluşturduğu bir tabakadır Ben (ego) sosyal değerlere uygun olarak bilinci oluşturur.
Freud’a göre insan kişiliğini bilinçaltı (altben) oluşturur. Bilinçaltı bilinci de içine alan geniş bir dairedir. Akıl hastalıklarının nedeni bilinçle bilinçaltının çatışmasından oluşur Bilinçaltında itilmiş fiiller vardır. Bu itilmiş fiiller tatmin olma yollarını arar.
sigmundfreudPsikanalist Görüşü: Psikanalizm psikolojinin tıbba uygulanmasından doğmuştur. Kurucusu S. Freud’dur. Psikolojide kendisinden sonra gelen psikologları etkilemiştir. Akıl hastalıklarının tedavisinde halen Freud’”un görüşleri geçerlidir. Freud psikanalist görüşüne uygun olarak iki metot geliştirmiştir. Hipnotizma ve serbest çağrışım metodları. Hipnotizma metoduyla hasta kişinin bilinçaltındaki itilmiş fiiller açığa çıkarılır. Serbest çağrışımda kişinin içinde bulunduğu psikolojik durumu ortaya çıkarır.
Freud’a göre şahsiyetin temelini cinsel içgüdü oluşturur. Akıl hastalıklarının nedeni de cinsiyet içgüdüsüne bağlar. Ona göre çocukluk döneminde üç evre vardır. Oral anal, genital evrelerdir.
Freuda göre toplumu meydana getiren Libido (cins*l enerji)dir. Cins*l enerji (libido) ise toplumsal olaylar arasında bağ kurar. Ona göre toplumları, toplumsal hayatı doğuran “libido veya erostur.” Toplumsal zümreleri birbirine bağlayan, büyük toplumların meydana gelmesinde de etkin rol oynayan libidodur.
S. Freud, psikanalizm alanındaki başarısını toplumsal alanda göstermiştir. Çeşitli sosyologlar tarafından eleştirilere uğramıştır.
Sigmund Freud’un eserleri:
1- Psikanaliz Hakkında Beş Konferans (1921), 2- Leonarda de Vinci’nin Bir Çocukluk Hatırası (1921), 3- Totem ve Tabu (1913), 4- Psikanaliz’e Giriş (1918), 5- Haz Prensibinin Ötesinde (1920), 6- Kollektif Psikoloji (1921) 7- Ben ve Altben (1923), 8- Hayatım ve Psikanaliz (1932), 9- Psikanaliz Üzerinde Yeni Konferanslar (1932), 10- Hitler’ın Psikanalizi (Anna Freud ile birlikte yazılmıştır.)
Kısaca Mehmet Rauf Hayatı Eserleri, Mehmet Rauf Şiirleri
MEHMET RAUF (1875-1931)
(Edebiyat)
Servet-i Fünün romancılarındandır. Bahriye Mektebi’ni bitirip deniz subayı olmuştur. Bir hikâyelesinden dolayı ordudan uzaklaştırıldı. Hayatını yazarlıkla kazandı.
Mehmet Rauf, Halit Ziya’nın tesirinde kalmıştır; fakat dil yönünden aralarında çok farklılık vardır. Halit Ziya’ya göre daha sade bir dil kullanmıştır. Romanlarında daha çok aşk kadın ve ihtiras görülür. Bir çeşit kadın mecmuası sayılabilecek mecmualar yayınlamıştır. Mensur şiirler, hikâyeler ve tahlil romanları yazmıştır. Hikâye ve romanlarında kendi hayatında da izler bulunmaktadır. Onu üne kavuşturan eseri Eylül’dür. Bu Psikolojik romandır. Tiyatro eserleri de yazmıştır.
Mehmet Rauf Eserleri:
Şiir: Siyah inciler.
Roman: Eyül (1901), Genç Kız Kalbi (1911), Karanfil ve Yasemin (1924), Böğürtlen (1926), Define (1927), Kan Damlası, (1928), Halâs (1929), Son Yıldız Ferdâ-yı Garam Hikâye: İhtizar (1909), Aşıkhane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Menekşe (1915), Bir Aşkın Tarihi (1915), Kadın İsterse (1923).
Tiyatro: Cidâl (1911), Sansar (1920), Ceriha, (1923).
(Edebiyat)
Servet-i Fünün romancılarındandır. Bahriye Mektebi’ni bitirip deniz subayı olmuştur. Bir hikâyelesinden dolayı ordudan uzaklaştırıldı. Hayatını yazarlıkla kazandı.
Mehmet Rauf, Halit Ziya’nın tesirinde kalmıştır; fakat dil yönünden aralarında çok farklılık vardır. Halit Ziya’ya göre daha sade bir dil kullanmıştır. Romanlarında daha çok aşk kadın ve ihtiras görülür. Bir çeşit kadın mecmuası sayılabilecek mecmualar yayınlamıştır. Mensur şiirler, hikâyeler ve tahlil romanları yazmıştır. Hikâye ve romanlarında kendi hayatında da izler bulunmaktadır. Onu üne kavuşturan eseri Eylül’dür. Bu Psikolojik romandır. Tiyatro eserleri de yazmıştır.
Mehmet Rauf Eserleri:
Şiir: Siyah inciler.
Roman: Eyül (1901), Genç Kız Kalbi (1911), Karanfil ve Yasemin (1924), Böğürtlen (1926), Define (1927), Kan Damlası, (1928), Halâs (1929), Son Yıldız Ferdâ-yı Garam Hikâye: İhtizar (1909), Aşıkhane (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Menekşe (1915), Bir Aşkın Tarihi (1915), Kadın İsterse (1923).
Tiyatro: Cidâl (1911), Sansar (1920), Ceriha, (1923).
Kısaca Sencer Divitçioğlu Kimdir? Hayatı Eserleri
1950′de istanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirdi. Paris Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi’nde doktora yaptı. 1957′de Türkiye’ye dönerek İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ne asistan olarak girdi. Marx’da İktisadi Büyüme (1959) adlı teziyle doçent oldu.
1967′de İktisat Fakültesi’nce profesörlüğe yükseltildiyse de, bu karan üniversite senatosu onaylamadı. Senato karannm Danıştay’ca bozulmasına karşın Divitçioğlu profesörlüğe ancak 1976′da yükseltildi. Aynı yıl İktisat Nazariyeleri ve İktisadi Düşünce Tarihi Kürsüsü başkanı oldu. 1977′de yayımlanmaya başlayan Toplum ve Bilim dergisinin 1-17. sayılarının yönetmenliğini yaptı. 1982′de 1402 sayılı yasaya dayanan istanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından öğretim üyeliğine son verildi. Bundan sonra Divitçioğlu 1983- 84′te Paris Üniversitesi’nde konuk profesör olarak ders verdi.
Çeşitli iktisat kuramlarını matematiksel bir dille ele alan Divitçioğlu’nun iktisat alanındaki başlıca çalışmaları Mikroiktisat (1962), Antalya Bölgesi Girdi-Çıktı Analizi (1966), D as Kapital Üstüne Çeşitlemeler (1969) ve Değer, Üretim ve Bölüşüm’dür (1982). Tarih alanında da Asya Tipi Üretim Tarzı ve Az-Gelişmiş Ülkeler (1966), Asya Üretim Tarzı ve Osmanlı Toplumu (1967), Kök Türkler (1987) adlı yapıtları, Türkiye’de ve yurt dışında çeşitli dergilerde yayımlanan makaleleri, matematiksel iktisadın soyut model arayışlarını tarihe uygulama çabalarını yansıtır.
Kısaca Babür Şah Kimdir? Hayatı Eserleri
XVI. yüzyıl Çağatay şairlerindendir. On bir yaşında tahta çıkan Bâbür Şah, Hint- Türk imparatorluğunu kurmak için birçok savaşlar yapılmıştır.
Ali Şir Nevâi’den sonra en büyük Çağatay şâiridir. Şiir tekniğini iyi bilen, sağlam bir edebiyat kültürüne sahip şairin en ünlü eseri BABÜRNÂME diye anılan Vekâyi’dir. Bir hâtıra ve gezi kitabı olan bu eserinde, çocukluğundan ömrünün sonuna kadar hayatını anlatır.
Babür Şah sûfiyâne bir dünya görüşü ile karışık aşk, şarap şiirleri yazmıştır. Aruz Risâlesi adlı eserinde Türklerin kullandığı nazım şekilleri konusunda bilgiler verir. Divan’ı vardır.
Ali Şir Nevâi’den sonra en büyük Çağatay şâiridir. Şiir tekniğini iyi bilen, sağlam bir edebiyat kültürüne sahip şairin en ünlü eseri BABÜRNÂME diye anılan Vekâyi’dir. Bir hâtıra ve gezi kitabı olan bu eserinde, çocukluğundan ömrünün sonuna kadar hayatını anlatır.
Babür Şah sûfiyâne bir dünya görüşü ile karışık aşk, şarap şiirleri yazmıştır. Aruz Risâlesi adlı eserinde Türklerin kullandığı nazım şekilleri konusunda bilgiler verir. Divan’ı vardır.
AİDS Belirtileri Nelerdir? AİDS Tedavisi var mı?
HIV virüsü bulaştıktan sonra AİDS hastalığı, hastanın vücut direncine göre 3 – 5 yıl veya daha uzun bir süre sonra ortaya çıkabilir. HIV virüsü, bulaştığı vücutta özellikle kan hücrelerine yerleşerek çoğalır ve bu hücrelere zarar verir. Bunun sonucunda vücudun bağışıklık sistemi yıkılır.
Hastanın vücut direnci zayıflar. Hastalık ortaya çıkmaya başlayınca yüksek ateş, ishal, kilo kaybı, ağız içinde yaralar başlar. Hastalığın ilerlediği safhalarda ise lenf bezlerinde büyüme, ağız ve deride tekrarlanan uçuklar, öksürük, tüberküloz, akciğer hastalıkları gibi belirtiler meydana gelir, insanda bu belirtilerden birkaç tanesine rastlanırsa ancak AİDS hastalığı düşünülebilir.
Hastalığın kesin teşhisi için anti-HIV testi yaptırılmalıdır.
aids hivHIV virüsü vücuda girdikten sonra vücut, virüsle savaşmak için antikorlar üretir. Kanda bulunan bu antikorların ELISA testi ile saptanmasına anti-HIV adı verilir. ELISA testi, üniversite hastanelerinin mikrobiyoloji laboratuvarlarında, devlet hastanelerinin laboratuvarlarında ve özel laboratuvarlarda yaptırılabilir.
Günümüzde AİDS hastalığının tedavisinde olumlu gelişmeler olmaktadır, ilaç tedavisi ile uzun bir yaşam sürdürülebilir, Ancak tedavi, doktor kontrolünde ve sürekli yapılmalıdır.
AİDS hastalığını önleyici, hastalıktan koruyucu bir aşı henüz yoktur, Dokunmayla, el sıkışmayla, öpmeyle, aynı havayı solumayla, aynı tabaktan yemek yemeyle, aynı çatalı, bıçağı, kaşığı, bardağı kullanmayla, aynı banyo ve tuvaleti kullanmayla, ortak giysiyi kullanmayla, telefon kulaklığı, gözyaşı, ter ile, sivrisinek, örümcek ısırması ve arı sokması ile HIV virüsü bulaşmaz.
Hastanın vücut direnci zayıflar. Hastalık ortaya çıkmaya başlayınca yüksek ateş, ishal, kilo kaybı, ağız içinde yaralar başlar. Hastalığın ilerlediği safhalarda ise lenf bezlerinde büyüme, ağız ve deride tekrarlanan uçuklar, öksürük, tüberküloz, akciğer hastalıkları gibi belirtiler meydana gelir, insanda bu belirtilerden birkaç tanesine rastlanırsa ancak AİDS hastalığı düşünülebilir.
Hastalığın kesin teşhisi için anti-HIV testi yaptırılmalıdır.
aids hivHIV virüsü vücuda girdikten sonra vücut, virüsle savaşmak için antikorlar üretir. Kanda bulunan bu antikorların ELISA testi ile saptanmasına anti-HIV adı verilir. ELISA testi, üniversite hastanelerinin mikrobiyoloji laboratuvarlarında, devlet hastanelerinin laboratuvarlarında ve özel laboratuvarlarda yaptırılabilir.
Günümüzde AİDS hastalığının tedavisinde olumlu gelişmeler olmaktadır, ilaç tedavisi ile uzun bir yaşam sürdürülebilir, Ancak tedavi, doktor kontrolünde ve sürekli yapılmalıdır.
AİDS hastalığını önleyici, hastalıktan koruyucu bir aşı henüz yoktur, Dokunmayla, el sıkışmayla, öpmeyle, aynı havayı solumayla, aynı tabaktan yemek yemeyle, aynı çatalı, bıçağı, kaşığı, bardağı kullanmayla, aynı banyo ve tuvaleti kullanmayla, ortak giysiyi kullanmayla, telefon kulaklığı, gözyaşı, ter ile, sivrisinek, örümcek ısırması ve arı sokması ile HIV virüsü bulaşmaz.
e Okul SMS İptal Etme, e-Okul SMS Bilgilendirme Mesajını İptal Etme
MEB e okul Mobil Bilgi Servisi SMS üyeliği Nasıl İptal Edilir
MEB Mobil Bilgi Servisi üyelik iptali için cep telefonunuzdan IPTAL yazıp 8383’e göndermeniz yeterli olacaktır.
e okul SMS üyeliğinden İstediğim zaman çıkabilir miyim ?
MEB Mobil Bilgi Servisi üyeliğiniz siz istediğiniz sürece devam edecektir. üyeliğinizi sonlandırmak istediğinizde cep telefonunuzdan IPTAL yazarak 8383’e göndermeniz yeterli olacaktir.
Yanlışlıkla e okul SMS üyeliğimi iptal ettim tekrar üye olabilir miyim?
MEB Mobil Bilgi Servisi üyeliğinizi iptal ettirdikten sonra istediğiniz zaman üyeliğinizi tekrar başlatabilirsiniz. Üyeliğinizi yeniden başlatmak için cep telefonunuzdan bilgisini almak istediğiniz öğrencinin TC Kimlik Numarasını yazarak 8383’e yollamanız yeterli olacaktır.
MEB Mobil Bilgi Servisi üyelik iptali için cep telefonunuzdan IPTAL yazıp 8383’e göndermeniz yeterli olacaktır.
e okul SMS üyeliğinden İstediğim zaman çıkabilir miyim ?
MEB Mobil Bilgi Servisi üyeliğiniz siz istediğiniz sürece devam edecektir. üyeliğinizi sonlandırmak istediğinizde cep telefonunuzdan IPTAL yazarak 8383’e göndermeniz yeterli olacaktir.
Yanlışlıkla e okul SMS üyeliğimi iptal ettim tekrar üye olabilir miyim?
MEB Mobil Bilgi Servisi üyeliğinizi iptal ettirdikten sonra istediğiniz zaman üyeliğinizi tekrar başlatabilirsiniz. Üyeliğinizi yeniden başlatmak için cep telefonunuzdan bilgisini almak istediğiniz öğrencinin TC Kimlik Numarasını yazarak 8383’e yollamanız yeterli olacaktır.
Çıkmış Ehliyet Soruları ve Cevapları, Ehliyet Soruları Çöz
Ehliyet almak konusunda sıkı denetimlerin yolda olduğu söyleniyor... İşte çıkmış ehliyet sınavları
Geçmiş Dönemlere Ait Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları:
Geçmiş Dönemlere Ait Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları:
- 13 Nisan 2013 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 16 Mart 2013 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 2 Şubat 2013 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 15 Aralık 2012 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 20 Ekim 2012 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 1 Eylül 2012 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 30 Haziran 2012 Ehliyet Sınav Soruları ve Cevap Anahtarları İçin Tıklayın
- 14 Nisan 2012 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayı Sınavı Soru ve Cevap Anahtarları
- 11 Şubat 2012 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı
- 10 Aralık 2011 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soruları ve Cevapları
- 22 Ekim 2011 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 20 Ağustos 2011 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayı Sınavı Soru ve Cevapları
- 02 Temmuz 2011 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayı Sınavı Soru ve Cevapları
- 16 Nisan 2011 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayı Sınavı Soru ve Cevapları
- 12 Şubat 2011 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 18 Aralık 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 23 Ekim 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 21 Ağustos 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 03 Temmuz 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 17 Nisan 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 13 Şubat 2010 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 24 Ekim 2009 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- 22 Ağustos 2009 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları
- 04 Temmuz 2009 Tarihinde Yapılan Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları
- 18 Nisan 2009 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları
- 14 Şubat 2009 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı
- 26 Aralık Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soru Ve Cevapları
- 27 Aralık 2008 Tarihli Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı Soru ve Cevapları
- Motorlu Taşıtlar Sürücü Adayları Sınavı
- 23 Ağustos 2008 Tarihinde Yapılan MTSS Sınav Soruları Ve Cevap Anahtarı
- 05 Temmuz 2008 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 19 Nisan 2008 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 16 Şubat 2008 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 27 Ekim 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 25 Ağustos 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 07 Temmuz 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarları
- 21 Nisan 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları Y Testi (PDF Formatında)
- 17 Şubat 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları Z Testi (PDF Formatında)
- 17 Şubat 2007 Tarihli MTSA Sınavı Soruları Y Testi (PDF Formatında)
- 9 Aralık 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 14 Ekim 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 26 Ağustos 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 08 Temmuz 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 22 Nisan 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 18 Şubat 2006 Tarihli MTSA Sınavı Soruları(PDF Formatında)
- 10 Aralık 2005 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 22 Ekim 2005 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 28 Ağustos 2005 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 1 Temmuz 2005 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 24 Nisan 2005 TarihliMTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 19 Şubat 2005 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 18 Aralık 2004 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 23 Ekim 2004 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 28 Ağustos 2004 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 03 Temmuz 2004 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında)
- 11 Nisan 2004 Tarihli MTSA Sınavı Soruları (PDF Formatında
- 26 Ağustos 2006 Tarihli Motorlu Taşıt Sürücü Adayları Sınavı, Soru ve Cevap Anahtarı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)